21. Hukuk Dairesi 2014/8334 E. , 2014/10606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hakkari Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2014
NUMARASI : 2013/27-2014/35
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş için 48.464,00TL maddi-20.000,00TL manevi, davacı çocuklardan Şevval için 4.800,00TL maddi-15.000,00TL manevi, Mustafa için 2.788,00TL maddi-15.000,00TL manevi, davacı anne ve baba için ayrı aynı 5.000,00"erTL manevi ve yine davacı kardeşler için 1.500,00"erTL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu"nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle yapılan işin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken tedbirlerin neler olduğu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerinin göz önünde tutulmak suretiyle,incelenmesi,işverenin hangi önlemi almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı, gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi gerekir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir ).
Bu açıklamadan olarak şüphesiz ki tarafların kusur durumu irdelenirken konusunda ehil bilirkişilere olayı inceletmek kadar olaya neden olan tüm saiklerin bir bütün olarak ele alınması ve bu kapsamda da taraflarca ortaya konulan iddia ve savunmalar ile tüm delillerin titizlikle değerlendirilerek kusurun aidiyeti ve oranına dair raporun oluşa uygun olup olmadığının tespiti de gerekir. Kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek miktarının takdirinde tarafların kusur durumu yine mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Ayrıca zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının hak sahiplerinin tazminatının hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda, hernekadar Mahkeme Dairemizin 05.11.2012 tarihli bozma ilamı sonrasında aralarında trafik iş güvenlik uzmanı da bulunan bilirkişiler heyetinden rapor almışsa da anılan raporun incelemesinden 16.06.2009 tarihli iş kazasına tesiri bulunabilecek tüm unsurların ayrıntılı olarak irdelenmediği görülmektedir. Şöyle ki 16.06.2009 tarihindeki kazanın hemen akabinde düzenlendiği anlaşılan 17.06.2009 tarihli teknik rapor içeriğinden iş makinesinin sol teker rotunun çıkmasının davacılar yakınının kullanımındaki bu aracın direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesinde etkili olduğunun açıklanmasına rağmen bu hususun hükme esas alınan 21.10.2013 tarihli kusur raporunda hiç irdelenmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 21.10.2013 tarihli bu kusur raporunun iş kazasına etkisi olabilecek tüm unsurların ayrıntılı olarak tartışıldığı hükme esas alınabilecek bir rapor olduğundan bahsetme imkanı bulunmamaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, öncelikle yukarıda da değinildiği üzere özellikle dosya içerisinde bulunun 17.06.2009 tarihli teknik raporda belirtilen hususlar ile dosyada mevcut diğer delillerin bir arada ve yeterli biçimde irdelendiği kusur raporu düzenlenmesi noktasında yine iş güvenlik uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine olayı yeniden inceletmek böylelikle tarafların kusur oranlarını tereddütsüz biçimde ortaya koymaktır. Akabinde ise maddi tazminat davaları bakımından asgari ücret artış oranlarındaki değişikliklerin de göz önüne alındığı güncel verilere göre düzenlenmiş yeni bir hesap raporu alarak bu raporda hak sahibi davacıların hesaplanan maddi zararlarından Kurum tahsislerinin ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmını düşerek neticeye varmak, manevi tazminat davaları bakımından ise yeni alınan kusur raporunda ortaya çıkacak sonuca göre hak sahiplerinin manevi zararını tekrar değerledirerek bir karar vermekten ibarettir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 12.05.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.