Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, şikayetçi borçlu şirkete ve vekil olarak kendisine yapılan satış ilanı tebligatlarını alan şahısların, şirket ve kendisi ile ilgisi bulunmadığını belirterek ihalenin feshini talep etmiştir.
Borçlu şirket ve vekili için “.....................” adresine çıkarılan satış ilanı tebligatlarının, daimi işçi Ç. O.’a yapıldığı, yine borçlu şirket vekili için “....................” adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının işçisi L. A.’a tebliğ edildiği satış dosyasından anlaşılmaktadır.
Satış ilanının hiç veya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre tek başına ihalenin feshi sebebi kabul edileceğinden, borçlu vekilinin, tebligatı alan şahısların kendileri ile bir ilgisi olmadığı yönündeki iddiası mahkemece araştırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile ihalenin feshi talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.  
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.