3. Hukuk Dairesi 2015/4679 E. , 2016/3626 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2015
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi (asıl dava) ve vasiyetnamenin iptali-tenkis (birleşen dava) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı(birleşen davacı) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar (birleşen davada davalılar) vekili, dava dilekçesinde; tarafların ortak murisi olan ... 22/09/2011 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölümü ile geride ilk evliliğinden olma çocukları müvekkil davacılar ile birlikte ikinci eş davalı ..."in yasal mirasçı olarak kaldıklarını, murisin vefatından önce 10/10/1999 tarihli el yazısı vasiyetname ile ilk evliliğinden olma çocukları müvekkilleri davacıların haricinde hiç kimsenin taşınmaz mallarından ve bankadaki parasından hisse alamayacağını vasiyet ettiğini, murisin ölümünden 10 ay sonra şahsi eşyaları içerisinden tesadüfen bulunan el yazısı vasiyetname, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin ... sayılı ilamı ile açılıp okunduğunu, kararın 11/10/2012 tarihinde kesinleştiğini, aradan geçen süreye rağmen vasiyetin iptali istemiyle dava açılmadığı gibi murise ait taşınmazdaki miras payının da davacılar lehine tapudan ferağın verilmesi temin edilemediğini ileri sürerek, vasiyetnamenin tenfizi ile muris ..."in payı veya tam hisse itibarıyla maliki bulunduğu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkil davacılar adına eşit hisse şeklinde tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (birleşen davada davacı) vekili, asıl davaya cevap dilekçesinde ve birleşen davada dava dilekçesinde; el yazılı vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için düzenleme yerinin belirtilmesi ve el yazısı ile yazılması gerekeceğini, el yazısı vasiyetnamenin yasadaki unsurları taşımadığını, ayrıca tapuya kayıtlı gayrimenkullerde mahfuz hisseye tecavüz edildiğini ileri sürerek; öncelikle asıl davanın reddi ile vasiyetnamenin iptalini, iptal edilmemesi durumunda ise saklı pay ve tasarruf nisabının hesaplanarak, vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkmece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davanın kısmen kabulüne, muris ... tarafından hazırlanan 10/10/1999 tarihli el yazılı düzenlenmiş vasiyetnamenin tenfizine ve taşınmazlardaki muris ... adına olan tapuların iptali ile, davacılar adlarına eşit hisse ile tapuya ayrı ayrı tescillerine; davalı ... vasiyetnamenin açıldığının 28/09/2012 tarihinde tebliğ edildiği, birleşen davanın ise TMK.nun 559 ve 571. maddelerinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra 02/05/2014 tarihinde açıldığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı (birleşen davada davacı) vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, vasiyetnamenin tenfizi(yerine getirilmesi); birleşen davada ise, vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkisi istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 559.maddesine göre; vasiyetnamenin iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü süre davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlar.
Aynı kanunun 571.maddesinde ise, dava açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin üzerinden 10 yıl geçmekle düşer.
Gerek iptal, gerekse tenkis davasının incelenebilmesi için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır.
Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tesbit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir.
Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden Türk Medeni Kanunu"nun 559. ve 571.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süreler işlemeye başlamaz.
Somut olaya gelince; ... Hukuk Mahkemesi"nin 05/09/2012 tarih ve 2012/731-950 E-K sayılı vasiyetnamenin açılması dosyasında verilen karara göre muris ... tarafından tanzim edilen 10/10/1999 tarihli el yazılı vasiyetnamenin okunduğu belirtilerek, vasiyetnamenin açılması dosyasının 11/10/2012 tarihinde kesinleştirildiği görülmüştür. Vasiyetnamenin açılması davasında, yasal mirasçı (davalı-birleşen davada davacı) ... " ..."adresine gönderilen dava dilekçesi davacı (birleşen davada davalı) ... beyanı üzerine Tebligat Kanunu 21.maddeye göre tebliğ edilmiştir. Mahkeme kararı ise, anılan adrese 28/09/2012 tarihinde, davalının adresinin kapalı olup, geçici olarak Araç ilçesinde olduğundan Tebligat Kanunu 21.maddeye göre tebligat muhtara teblig edilmiş, 2 nolu haber kağıdı ... huzurunda kapıya yapıştırılmış, ancak ... kim olduğu açıklanmadığı gibi imzası da alınmamıştır
Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre; kendisine tebliğ yapılacak kimse gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de oldukça en yakın komşulardan birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır.
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30.maddesinde ise; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmaması halinde, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği açıklanmıştır.
Vasiyetnamenin açılması kararının tebliği için davalı(birleşen davada davacı) ... çıkartılan tebligat parçasının arkasındaki yazı incelendiğinde; muhatabın geçici olarak adreste bulunmadığını bildiren kişinin sıfatı yazılmadığından, komşusu olup olmadığı açıklanmamış ve imzası da alınmamıştır. Ayrıca, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin dava dilekçesinin tebliği için çıkartılan tebligat, davacı(birleşen davada davalı) Arslan"ın beyanı üzerine yapıldığından, her iki tarafın görülen davada hasım olmaları nedeniyle, dava dilekçesinin tebliği dahi usule uygun yapılmamıştır.
Bu nedenlerle davalı(birleşen davada davacı) ... yapılan tebligatlar usulsüz olup, usulüne uygun şekilde vasiyetname tebliğ edilmediği anlaşıldığından, birleşen davanın kanundaki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açtığı gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre davanın esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Başka bir deyişle, tenfiz için kesinleşmiş vasiyetnamenin bulunması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; aynı dava dosyasında vasiyetnamenin tenfizi ile birlikte vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davasının görülmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebine ilişkin birleşen davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesi, asıl davada karar verilebilmesi için birleşen davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması dâhi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.