Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/28235
Karar No: 2016/23103
Karar Tarihi: 10.10.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/28235 Esas 2016/23103 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/28235 E.  ,  2016/23103 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 02.10.2007-28.05.2008 tarihleri arasında çalıştığını, işlerin azlığı gerekçesiyle işten çıkartıldığını, aradan bir süre geçtikten sonra tekrar işe başlatıldığını, ... olan şirket adının ...Şti. olarak değiştiğini, ancak şirket yetkililerinin aynı olduğunu, yeniden 14.08.2008 tarihinde çalışmaya başladığını, 30.11.2011 tarihinde işten çıkarılcaya kadar çalıştığını, 30.11.2011 tarihinde işe gelmemesinin şifahen söylendiğini, ihtarname ile alacakların ödenmesinin istendiğini, ancak cevabı ihtarnamede 01.12.2011 tarihinden itibaren izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmediği gerekçesi ile iş sözleşmesinin 25. maddesine göre haklı sebeple feshedileceğinin bildirildiğini, bu şekilde iş sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini beyan ile kıdem ve ihbar tazminatı ve fazla mesai alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını beyan ederek davanın reddi istenmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı olmayan sebeplerle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar avukatlarınca temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve kanuni düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca kanuni unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Mahkeme fazla mesainin hesaplanması için dosya bilirkişiye tevzii edilmiş ancak gerekçeli kararda resen belirleme yapıldığı bildirilerek rapor neticesi kabul edilmemiştir. Mahkeme kararlarının gerekçeli, açık ve denetime elverişli olması gerektiği ilkesi gereği fazla mesai hesaplaması ve belirlemesinde benimsenen yol, yöntem ve incelemenin açık ve net bir şekilde bildirilmesi yani gerekçelendirilmesi gerekmekte olup yazılı şekilde sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışmasının hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlamadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında söz konusu alacakların ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Bu çalışmaların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
Dosya içeriğine göre davacının tüm çalıştığı dönem dikkate alınarak fazla mesai belirlemesi yapılmış olup imzalı mesai çizelgelerinde izinde geçen gün ve saatler dışlanmamıştır. Bu noktalar gözönüne alınmaksızın karar verilmesi hatalıdır.
3-Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde indirim yapılması gerektiği Yargıtay’ca istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, her ne kadar bozma kararımıza uyularak fazla mesai belirlemesi yapılmışsada, mahkemecede kabul edildiği üzere 01.01.2009 öncesi tanık beyanlarına dayanılarak sonrası ise puantaj kayıtları esas alınarak fazla mesai belirlenmiştir. Bu durumda yazılı belge ile ispat edilen fazla çalışma alcağından indirim yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi