Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5335
Karar No: 2020/3236
Karar Tarihi: 22.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5335 Esas 2020/3236 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/5335 E.  ,  2020/3236 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması- vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, murisi ... ..."nün 04.10.2011 tarihinde vefat ettiğini, muris tarafından 17.09.2011 tarihinde hazırlanan vasiyetnamenin Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 24.10.2011 tarih ve 11 IV256/11 sayılı kararı ile açılarak okunduğunu, vasiyetnamenin kesinlik kazandığını ileri sürerek, Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2011 tarih ve 11 IV 256/11 Karar sayılı kararı ile açılan vasiyetnamenin tanıma ve tenfizi ile Aydın Merkez ... Mah. 1311 ada 46 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendisi adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılardan ... ve ..., muris ... ..."nün kardeşleri olduğunu, diğer davalı ... ise, murisin amcası olduğunu, murisin kendilerinden başka mirasçısı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece; davacıya 5718 sayılı Kanunun 53. maddesinde belirtilen belgeleri sunması için kesin süre verilmesine rağmen, sunulan belgelerin mahkeme kararının aslı ve çevirisi olduğu, ancak diğer aranan belgelerin sunulmadığı, ayrıca davacının vasiyetnamenin tenfizini istediği ve çevirisi sunulan vasiyetname açılma kararında murisin davacının tek mirasçısı olduğuna dair vasiyet bıraktığı, dava konusu taşınmazı davacıya bıraktığına dair herhangi bir açık beyanda bulunmadığı, murisin iradesinin tam olarak anlaşılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm Dairemizin 12.03.2018 tarih, 2016/11327 E. 2018/2270 K. sayılı kararıyla; "Davanın usulden reddinin, işin esasının incelenmesine engel teşkil edeceği, somut olayda mahkemece,davacıya kesin süre verilmesine rağmen sunmuş olduğu belgelerin mahkeme kararının aslı ve çevirisi olduğu,ancak aranan diğer belgelerin sunulmadığı;ayrıca davacının vasiyetnamenin tenfizini istediği ve çevirisi sunulan vasiyetname açılma kararında murisin davacının tek mirasçısı olduğuna dair vasiyet bıraktığı, dava konusu taşınmazı davacıya bıraktığına dair herhangi bir açık beyanda bulunmadığı, murisin iradesinin tam olarak anlaşılamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verildiği, bu haliyle, davanın hem usulden hem de esastan reddine karar verilmiş olup, bu durumun usul ve yasaya uygun olmadığı" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı murisi ..."nün Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesince açılıp okunan 17.09.2011 tarihli vasiyetnamesinde davacının tek mirasçısı olduğunu belirttiği, dava konusu taşınmaz ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmadığının sabit olup, mevcut durumda murisin dava konusu taşınmazı davacıya bırakmayı vasiyet ettiğine dair açık bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ile vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) istemine ilişkindir.
    Somut olayda davacının açtığı dava ile; murisin 17.09.2011 tarihinde düzenlediği; "Ben ..., oğlum gibi olan ve benim için oğlum olan 04/05/1963 doğumlu ..."ın tek mirasçım olduğunu, benim defnim ile ilgili ve diğer işleri ve işlemleri yürütmekle ilgilenmesini vasiyet ederim." içeriğindeki el yazılı vasiyetnamenin Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesince açılıp okunduğundan bahisle, öncelikle söz konusu vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasını ve ikinci olarak da söz konusu vasiyetnamenin tenfizini (yerine getirilmesi) talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacının terditli talebi karşısında mahkemece öncelikle vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması talebi yönünden yargılama yapılarak bir karar verilmesi gerekmektedir. Davacının ikinci talebi olan vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talebi ancak vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması hali için söz konusu olabilecektir.
    MK. m.600 uyarınca; muayyen mal vasiyetinde, vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Uygulamada bu dava vasiyetin tenfizi davası olarak anılmaktadır. Medeni Kanunun 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz (Nitekim değişiklik öncesi medeni kanun 541 metninde "kendisine muayyen bir şey vasiyet edilen kimse" ifadesi kullanılmaktadır). Atanmış mirasçılarda ise miras, mirasbırakanın ölümü ile kazanılır (TMK. md.599/3).
    Mirasçı atanan kişi, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır. Bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına, dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur.
    Atanmış mirasçıya, buna ilişkin mirasçılık belgesi verilmesi (TMK. md.598/2) yeterli olup, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda (resmi senet düzenlenmeksizin ) tescili mümkündür (Tapu Sicili Tüzüğü md.21/a).Bu durumda davacı; TMK md. 598/2 uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alarak aynı sonuca ulaşabilecektir. Söz konusu yasal düzenlemeler dikkate alındığında; davacının ikinci talebi olan vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talebinin dava konusu vasiyetnamenin içeriği itibariyle muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp mirasçı atanmasına ilişkin olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekecektir.
    Bu itibarla, mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi