20. Hukuk Dairesi 2014/2767 E. , 2014/4978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 15/09/2010 tarihinde Orman Yönetimini hasım göstermek suretiyle kadastro mahkemesinde açmış olduğu davada ... Mahallesi, ...Mevkiinde yer alan tahmini 4 dönüm miktarındaki taşınmazın kendisine murislerinden kalan tarım alanı olduğunu, bu yerin 2125 numaralı poligon içinde orman olarak sınırlandırıldığını, ancak orman niteliğini yitirmesi ve tarım alanı olması nedeniyle 2/B uygulamasına konu edilmesi gerektiğini ileri sürerek taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılması ve kendisi zilyetliğinde bulunduğunun şerh verilmesini istemiştir.
Kadastro mahkemesince bilirkişi raporlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 4095,11 m² yüzölçümündeki çekişmeli taşınmazın 1965 yılında yapılan orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve 1988 yılında yapılan 2/B madde uygulamasında taşınmaz üzerinde 2/B madde uygulaması yapılmadığı ve taşınmazın halen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediği ve taşınmazın 2/B madde kapsamında kalan arazi olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15/10/2012 tarih ve 2012/9724- 11530 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 4095,11 m² taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediği, mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir. Bu durumda, kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilmelidir. " denilmiştir.
Dava dosyası görevsizlik kararı verilerek asliye hukuk mahkemesine aktarılmış; asliye hukuk mahkemesi tarafından da taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp 2/B uygulamasına konu edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman kadastro sınırları dışına çıkarılması ve davacı kişi lehine kullanım şerhi verilmesi istemlerine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1965 yılında yapılan orman kadastrosu ile 15.12.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu ve tahdit dışına çıkartılmadığı, halen tahdit içinde olan böyle bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için Orman Yönetimini zorlayıcı nitelikteki davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, 2/B uygulamasına konu olmayan taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde gereğince işlem yapılmasının da mümkün olmadığı belirlenerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.