Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği bakımından dava takipsiz bırakıldığından açılmamış sayılmasına, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1144 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, davacının, davalının ve dava dışı H.D.’in paydaş bulundukları anlaşılmaktadır.
Davacı, kayden paydaşı olduğu 1144 parsel sayılı taşınmazda 9/16 payına 92.587 m2.lik yer isabet ettiği halde davalının müdahalesi nedeniyle payına isabet eden 47.059. m2.lik alanı kullanamadığını, davalının ise 12.267.m2.lik alanı payından fazla kullanmakta olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, yargılama sırasında, davalının müdahalesine son verdiğini, elatmanın önlenmesine yönelik davasını takip etmeyeceğini bildirmiş ve bilirkişinin belirlediği oranda ecrimisil talebini de artırmıştır.
Davalı, dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu, davacının payına müdahale etmediği gibi, anılan taşınmazda payına isabet edenden daha az yer kullandığını, davacının kendisini intifadan men etmediği için ecrimisil isteyemeyeceğini savunmuştur.
Dosya kapsamı ile, mahkemece, davacının elatmanın önlenmesi isteği bakımından davasını takipsiz bıraktığı ve süresi içinde yenilemediği, davalının da davayı takip etmeyeceğini bildirdiği gözetilerek bu istek bakımından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğrudur.
Bilindiği üzere, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olayda; yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetildiğinde, dava konusu 1144 parsel sayılı taşınmazda davacının ecrimisil istediği 2008 ila 2011 yıllarında payına karşılık kullandığı bölüm bulunduğu açıktır. Davacı, davalının payından fazla yer kullandığını ileri sürerek ecrimisil talebinde bulunmuş ise de, payına karşılık davacının taşınmazda kullandığı yer olduğu dikkate alındığında, bu iddia ile açılan ecrimisile yönelik davanın dinlenemeyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davalının payından fazla yer kullandığı iddiasıyla açılan ecrimisile yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.