10. Hukuk Dairesi 2014/27021 E. , 2015/4780 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında .......sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleridir.
Mahkemece, öncelikle, HMK’nın 31. maddesi gereğince davacı asil isticvap edilerek, talebi açıklattırılmalıdır. Sonrasında, talep edilen dönemde davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılmalı, bu konuda yeni delili bulunup bulunmadığı davacıya sorulmalı, belirtilen çerçevede başkaca delilin bulunmadığının anlaşılması halinde, davacıya, ait ürün bedellerinden 1994, 1996, 1997, 1999, 2000, 2001 ve 2002 yıllarında prim tevkifatının yapıldığı, 1998 yıllında da davacının prim kesintisi yapılmayan ürün satışının bulunduğu nazara alınarak, davacının 1994-2002 yılları arasında kesintisiz olarak tarımsal faaliyetinin mevcut olduğu gözetilmeli, ancak, 2926 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının “Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.” hükmü, 4. maddesinin (a) bendinin “ a) Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşlarına prim veya emeklilik keseneği
ödemekte olanlar,… sigortalı sayılmazlar.” hükmü ve 6. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinin “ b) Diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tâbi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıkları sona erer.” hükmü nazara alınarak, davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında 16.08.1996-31.03.1997 ve 01.06.1999-03.11.2000 tarihleri arasında zorunlu sigortalı olduğu dönemlerde anılan Kanuna tabi sigortalı olamayacağı göz önünde bulundurulmalı, 01.06.1999-03.11.2000 tarihleri arasındaki makul kabul edilebilecek süreyi aşan 1479 sayılı Kanuna tabi çalışmaları sonrası, 03.11.2000-14.11.2000 tarihleri arasında, başvurusu, prim ödemesi veya ürün satışı ve bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunmayan davanın 14.11.2000-31.08.2002 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olduğu ve anılan Kanunun 79. maddesinin 4. fıkrasının “2926 sayılı Kanun kapsamına girmeden önce bu Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların, isteğe bağlı sigortalılıkları devam eder.” hükmü nazara alınarak, makul kabul edilebilecek süreyi aşan 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılık dönemi sonrasında 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılığa göre önce başlayan isteğe bağlı sigortalılığa öncelik verilerek, anılan tarihler arasında isteğe bağlı sigortalı olduğu gözetilmeli, sonrasında ise Nisan 2002 tarihindeki prim tevkifatı da nazara alınarak, isteğe bağlı sigortalılığın sona erdiği tarihi takip eden 01.09.2002 tarihinden 31.12.2002 tarihine kadar 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğu ve Kurumca kabul edilen sigortalılık süreleri ile prim borcu nedeni ile durdurulan ve ihya edilebilecek olan sigortalılık süreleri de göz önünde bulundurularak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.03.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.