3. Hukuk Dairesi 2013/6830 E. , 2013/9054 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin desteği ....."nın 24.05.2006 günü elektrik akımına kapılarak yaralanıp, 23 gün sonra öldüğünü belirterek; desteğin ölümünden dolayı müvekkili .... için 2.500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi; .... için 2.500,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi; ... için 10.000,00 TL manevi; ... için 2.500,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 11.01.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini müvekkili ... için 13.167,00 TL; .... için 16.725,00 TL; ... için 20.997,00 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, ruhsatsız ve kaçak inşa edilen binanın elektrik iletim hattına olan tecavüzünün ortadan kalkması için bina sahibi, belediye ve kaymakamlığa gerekli uyarıları olaydan önce yaptığını, ihtarlarının sonuçsuz kalması üzerine bina sahibi aleyhine men"i müdahale davası açıldığını, mahkemece binanın tecavüzlü kısımlarının yıkılmasına karar verildiğini, hükmün 1997 yılında kesinleştiğini, kararın bina sahiplerine tebliğ edildiğini, söz konusu hattın yıl içinde periyodik kontrol ve bakımlarının müvekkili tarafından yapıldığını, dolayısıyla müvekkilinin üstüne düşen görevlerin tamamını yerine getirmesi nedeniyle somut olayda sorumluluğunun olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; idarenin hizmet kusurudan doğan tazminat davalarının idari yargının görev alanına girdiğini, bu nedenle davanın işin esasına girilmeksizin görev yönünden reddi gerektiğini, çatısı tamir edilen binanın ruhsatsız olması nedeniyle müvekkilinin hizmet kusurundan da bahsedilemeyeceğini, olayın vuku bulduğu yerin .... Belediyesi"ne bağlanması sebebiyle davanın .... Belediyesi"ne yöneltilmesi gerektiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; olayın müvekkilinin arsasına komşu binanın çatısının tamiri sırasında vuku bulduğunu, kazanın iş kazası niteliğinde olması sebebiyle davaya bakmaya görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin olayın vuku bulduğu binaya komşu arsanın 1/2 hissesinin sahibi olduğunu, gayrimenkulün üzerindeki binanın diğer hissedar ...."na ait olduğunu belirterek; davanın müvekkili yönünden husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, diğer davalılar yönünden açılan maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile; davacı ... için 13.167,00 TL; davacı ... için 16.725,00 TL; davacı ... için 20.997,00 TL"nin 24.05.2006 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 10.000,00 TL; davacı ... için 5.000,00 TL; davacı ... için 10.000,00 TL; davacı ... için 15.000,00 TL"nin 24.05.2006 tarihinden başlayan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü; davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... ...ve arkadaşları vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ... ve belediye vekilinin tüm, davalı ... Hulusi ve arkadaşları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Dava; ruhsatsız bina üzerinde çatı tamiri yaptığı sırada elektrik çarpması sonucu önce yaralanan, kazadan 23 gün sonra da ölen desteğin, ölümünden dolayı kızı, babası, annesi ve kardeşinin açtığı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemidir.
Dosya içeriğinden; 24.05.2006 günü tamir için üzerinden yüksek gerilim hattı geçen deponun çatısına çıkan Erol"un; elindeki metal malzemeyi farkında olmadan havai hatta temas ettirmesi ile oluşan patlama ve ark sonucu yanmaya başladığı, dengesini kaybederek önceden açılmış boşluktan binanın zemininde bulunan çıta kesme makinesinin üzerine düştüğü, vücudunda % 46 oranında ikinci derece yanık oluştuğu, yanık merkezinde tedavisi sürerken 16.06.2006 günü öldüğü anlaşılmıştır.
Mahkemece kusur durumuna dair bilirkişiden alınan 15.12.2008 tarihli raporda desteğin; tamir için çıktığı çatının yüksek gerilim hattına yakınlığı nedeniyle riskli bir görevi üstlenmesi, attığı her adım ve hareketinde can emniyetini ön planda tutması gerekirken bu husustaki ihmalinden dolayı %20 kusurlu olduğu rapor edilmiştir. Üçüncü kişinin kusurunun illiyet bağını kurabilmesi için kusurun çok ağır olması, birinci ilk sebebin geri plana itilmesi gereklidir. Aksi halde sorumluluk gereği sonucun ortaya çıkması doğaldır.
Mahkemece hükme esas alınan 04.07.2011 tarihli raporda ise; kaza tarihinde 32 yaşında olan desteğin, üzerinden yüksek gerilim hattı geçen binanın çatısında işini yaptığı sırada kendi can güvenliği yönünden gelişigüzel çalışmaması, kişisel güvenliğini yeterince gözetecek şekilde özenli ve tedbirli olması, iş güvenliği kurallarına riayet etmesi gerekirken; 4857 Sayılı İş Kanunu"nun 77, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün 2. maddesine riayet etmediğinden % 10 kusurlu olduğu rapor edilmiş; bunun neticesinde destekten yoksun kalma tazminat hesabı, desteğin olayda %10 kusurlu olduğu kabul edilerek yapılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, kusur oranları arasındaki çelişkinin yeni bilirkişi incelemesiyle giderilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.