Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1114
Karar No: 2021/5806

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/1114 Esas 2021/5806 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/1114 E.  ,  2021/5806 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ...’nun ... ada ..., ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını 29.01.2013 tarihinde davalı ...’ye satış yoluyla devrettiğini, mirasbırakanın temlik tarihinde 76 yaşında olup, uzun zamandır hastalıklarla uğraştığını, ekonomik olarak zor ve sıkıntılı bir dönem yaşadığını, hakkında icra takipleri yapıldığını, davalı ... adına vekaleten işlem yapan ... tarafından “ tapuları devret, ifraz yapalım, sonra geri senin adına tescil işlemi yaparız, küçük parselleri satıp borçlarını ödersin” şeklindeki beyanı nedeniyle temliklerin yapıldığını,taşınmazların gerçek değeri ile satış bedeli arasında aşırı nispetsizlik olup, satış bedelinin de mirasbırakana ödenmediğini,temliklerin hata, hile ve gabin nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, yapılan temliklerde gabin bulunmadığını, taşınmazların öncesinde tapuya kayıtlı olmayıp, mirasbırakanın zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, mirasbırakanın dava konusu yerleri satış vaadi sözleşmesi ile kendisine sattığını ve zilyetliklerini devrettiğini, ancak tapu devirlerini yapmadığını, bu nedenle aleyhine açılan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/345 E ve ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/356 E. numaralı tapu iptali ve tescil davalarında mirasbırakanın davaları kabul ettiğini ve devirleri yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, taşınmazların satışında ivazlar arasında açık ve aşırı oransızlık bulunduğu, mirasbırakanın borçları nedeniyle müzayaka halinde olup, davalı ve vekili ...’nin bu durumu bilerek ve bu durumdan yararlanmak kastı ile hareket ettiği gerekçesiyle resmi senette belirtilen 119.500,00 TL satış bedelinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesi şartıyla iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesince; 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gabin için gerekli subjektif şartların gerçekleşmediği, mirasbırakan tarafından devirlerin aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davaları nedeniyle yapıldığı, bu durumda temliklerde hatanın varlığından da söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ... ada ... parsel sayılı 1.324,40 m2 miktarlı arsa, ... ada ... parsel sayılı 1.937,34 m2 miktarlı arsanın 12459/32242 payı, ... ada ... parsel sayılı 1.756,49 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazlar mirasbırakan adına kayıtlı iken bizzat mirasbırakan tarafından 29.01.2013 tarihli 240 yevmiye numaralı işlem ile davalı ..."e satış suretiyle devredildiği, mirasbırakan ...’nun 26.04.2013 tarihinde ölümü ile geriye Sevim’den olma davacı çocukları ..., ..., ..., ... ve ... ile dava dışı eşi ..."nin mirasçı olarak kaldığı davalı ...’ün ise mirasçı olmayıp 3.kişi konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
    Dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) döneminde açılmıştır.
    Bilindiği üzere, hakimin davayı aydınlatma ödevini düzenleyen HMK’nın 31. maddesinde, “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
    Yine aynı Yasa"nın dava dilekçesinin içeriğini düzenleyen 119/1. maddesinin e, g ve ğ bentlerine göre, dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin, dayanılan hukuki sebeplerin ve açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gerektiği belirtilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; “ birinci fıkranın a, d, e, f ve g bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde, hakim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
    6100 Sayılı HMK ile usul hukukumuzda, ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunların sırası ile dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşaması olduğu açıktır. Bu aşamalar içinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır.
    Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi; mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere "ön inceleme" adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 137. maddesinde, ön incelemenin kapsamı, HMK’nın 138. maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar, HMK’nın 139. maddesinde, ön inceleme duruşmasına davet, HMK’nın 140. maddesinde ise yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir.
    Buna göre, HMK 140/1. maddesinde “ Hakim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.
    HMK’nın 140/3. maddesinde “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları taktirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” düzenlemesine yer verildiği de açıktır.
    Diğer yandan; hâkim davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi uyarınca, ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır. Başka bir anlatımla, maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek yanlara, bildirilen bu olay ve olgular çerçevesinde hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir. Öyle ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir.
    Somut olaya gelince; davacılar dava dilekçelerinde hata, hile ve gabin hukuksal nedenine dayandıklarını, ön inceleme duruşmasında ise sadece gabin hukuksal nedenine dayandıklarını belirtmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararda gabin ve hile iddialarının değerlendirildiği, Bölge Adliye Mahkemesince davanın gabin ve hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği olarak nitelendirilerek inceleme yapıldığı , davalı tarafça istinaf dilekçesinde ise davanın hukuki sebebinin gabin olduğunun belirtildiği görülmektedir.Tüm bu hususlar göz önüne alındığında davanın hukuki sebebinin gabin olduğu kabul edilmelidir.
    Bilindiği gibi, miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacılar dışında başka mirasçının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması hata-hile-gabin vs.gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.
    Eldeki davada , mirasbırakan ...’nun ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, davacılar dışında başka mirasçısının bulunduğu sabittir. Bu durumda gabin ve hile hukuksal nedenine dayalı olarak mirasçı olmayan kişiye karşı miras payları oranında açılan tescil istemli davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez.
    Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmez.
    Hâl böyle olunca, pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esası hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi