Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/26473
Karar No: 2014/2496
Karar Tarihi: 04.02.2014

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/26473 Esas 2014/2496 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bu mahkeme kararı, bir tazminat davasının kısmen kabul edilmesine ilişkin temyiz incelemesi sonucu verilmiştir. Davanın dayanağı, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açılan bir ceza davasında sanığın beraat etmesidir. Davacı, tutuklanmasının haksız olduğunu iddia ederek manevi ve maddi tazminat talep etmiştir. Mahkeme, davacının tutuklu kaldığı süre ve yaşadığı mağduriyeti dikkate alarak manevi tazminat miktarını belirlemiştir. Ancak davalı temsilcisi ve davacı vekili, tazminat miktarının fazla olduğunu iddia ederek temyiz etmiştir. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, manevi tazminat miktarının hak ve adalet kurallarına uygun olarak belirlenmediği ve tazminatların hesaplanmasında yanlışlıklar yapıldığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Ayrıca, benzer konuda açılmış davalardan kaynaklanan hazine zararının önlenmesi için ilgili birimlerden bilgi alınması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 466 sayılı Kanun’un 2. maddesi (tazminat davası açma süresi)
- 5083 sayılı Kanun (para değerinin hesaplanması)
- 1412 sayılı CMUK’un 321. m
12. Ceza Dairesi         2013/26473 E.  ,  2014/2496 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname no : 12 - 2012/300483
    Mahkemesi : Midyat Ağır Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 11/10/2012
    Numarası : 2012/92 – 2012/122

    Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı temsilcisi ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Tazminat davasının dayanağını oluşturan Diyarbakır 2. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 18/09/2001 tarih, 2000/133 Esas, 2001/284 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) Terör örgütü üyesi olmak suçundan beraatine hükmedildiği, kararın temyiz edilmeksizin 02/10/2001 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’un 2. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
    Bozmaya uyularak, yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davacı vekilinin ve davalı temsilcisinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 75 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,
    2- Koruma tedbirleri nedeniyle hükmedilecek tazminatlar olay tarihinde geçerli olan paraya göre hesaplaması yapılarak sonucun bulunması gerekirken 1.5.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve Türk Lirasından 6 sıfır atılmasını öngören 5083 sayılı Kanun’a göre hesaplama yapılarak yanlışlıklara sebebiyet verilmesi,
    3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, davalı temsilcisi ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 04.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi