23. Hukuk Dairesi 2018/1512 E. , 2019/796 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 07.09.2007 tarihinde yürürlüğe giren dağıtım sözleşmesinin davalının talebi ile 31.03.2011 tarihine kadar uzadığını, uzayan dönemde davalının müvekkili şirketi satın alma talebinde bulunduğunu, davalı tarafın sözleşme konusu ürünleri tedarik edememesi nedeni ile davacı şirketin maddi zarara uğradığını, davalı tarafın talebi ile davalı adına harcamalar yapıldığını, piyasaya indirimli ücretsiz ürünler verildiğini ve bunların nakliye masraflarını karşıladığını, buna ilişkin 6 adet faturanın tebliğ edildiğini, bunun üzerine takip başlatıldığını, davalı taraf ile sözleşme yapıldığı 2007 yılında diğer tüm içki markaları ile yapılan sözleşmelerin feshedildiğini, davalı tarafın gümrük müfettişleri tarafından düzenlenen raporlar ile vergi kaybına neden olduklarının tespit edildiğini bu nedenle ......’ye içki ithal edemez duruma geldiklerini ileri sürerek davalının haksız itirazının kaldırılarak iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilli, faturalara süresinde itiraz edildiğini ve faturaların sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, sözleşmenin 3. maddesine göre kendiliğinden sona erdiğini, davacı hisselerinin alınmasına yönelik olarak yapılan görüşmelerinin gerektiği gibi yapılmadığını ve böyle bir inanç yaratılmadığını, davacının tahkim şartına uymadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin C bendinde Gümrük ile ilgili risklerin tanımlandığını, davacı tarafın zincir mağazalara ile ticari ilişkiye girebilmesinin ancak davacının onayı ile olabileceğini, davacının 09.02.2011 tarihli yazısında “sözleşmesel olarak söz konusu faturalarda ödeme yükümlülüğünün olmamasını” kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) İflas davalarının temel unsurlarından biri, davacının alacaklılık sıfatını ispatlamasıdır. Öte yandan özel hukuk sözleşmelerinde taraflar sözleşmeye uygulanacak hukuku ve doğacak uyuşmazlıkları çözecek (yetkili) yargı yerlerini serbestçe belirleyebilirler.
Taraflar arasında akdedilen dağıtım sözleşmesinde bu anlaşma ile ilgili ya da bu anlaşmadan kaynaklanan herhangi bir ihtilaf durumunun ortaya çıkması halinde tarafların bunu tahkim ile halletmeye çalışacağı, tahkim yerinin....... olduğu kararlaştırılmıştır.
.../...
S.2.
İtirazın kaldırılması ve iflas davaları öncelikle davacının alacaklı, davalının ise borçlu olduğuna ilişkin bir maddi hukuk yargılamasını, sonrasında şartların mevcudiyeti halinde borçlu-davalının iflasına karar verilen davalardandır. İflas kararını ancak davalının muamele merkezi mahkemesi verebilir (İİK.m.154). İflas davalarında tahkim şartının uygulana- mayacağına ilişkin kural, alacağın tesbiti aşamasına ilişkin olmayıp, iflas kararı verilmesi konusundaki devlet egemenliği ilkesi açısından hüküm ifade eder.
Somut olayda davacı ......aldığı bir karar olmaksızın, doğrudan sözleşmeye dayalı olarak iflas yolu ile takibe girişmiş; davalı da gerek takibe itirazında ve gerek davaya cevabında bu yönü ileri sürmüştür.
Yukarıda açıklandığı üzere davacının alacaklı, davalının ise borçlu olup olmadığının tesbiti, aksine bir hüküm yoksa iflasa bakan yer mahkemesince incelenir ancak taraflar arasındaki sözleşmede ......bırakılmıştır.
Bu durumda davacının öncelikle tahkim mahkemesinde alacağının varlığını ispatlayacak bir karar alması ve akabinde borçlu aleyhine iflas yolu ile takip yapması ve iflas davası açması gerekirken; taraflar arasındaki hukuk ve yetkili yargı yeri seçimini ortadan kaldıracak şekilde doğrudan iflas takibi yapması ve bunu dayanak göstererek iflas davası açması doğru değildir.
Açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.