9. Hukuk Dairesi 2015/22604 E. , 2015/32740 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, vergi iadesi, ikramiye, ücret alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/11/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat .... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde vinç operatörü olarak çalıştığını, 06/06/2009 günü sabah saat 08:00"de işe geldiğinde iş akdinin feshedildiğini öğrendiğini ve işyerine alınmadığını, bunun üzerine davacı tarafından Noter aracılığı ile maaş ve tüm sosyal hakların ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ancak işveren tarafından davacıya hak etmiş olduğu alacaklarının ödenmediğini, işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile hafta tatili, fazla çalışma, genel tatil, yıllık izin. İkramiye, vergi iadesi ve ödenmeyen ücret alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı,işveren tarafından davacının kredi alabilmesi için ücretinin yüksek gösterildiğini,ücret hesaplamasının doğru olmadığını, yine 5 yıl süre ile günlük 12 saat çalışmanın hayatın olağan akışına ters olduğunu,zamanaşımı itirazları olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı, ücretin fazla esas alındığı ve ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmadığı gerekçesi ile temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin iler sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Belirsiz alacak davası 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile öngörülen ve alacaklıya bazı avantajlar sağlayan yeni bir dava türüdür. Sözü edilen hükme göre “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir”. Şu hale göre davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Öte yandan alacaklı tarafından alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabilir.
Somut olayda, davalı vekili yasal süre içinde ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Dairemizin 2010 / 21936 E. Ve 2012/ 32772 K. Nolu 02/10/2012 tarihli ilamında özetle; "Davalı vekilinin ıslaha karşı süresinde yaptığı zamanaşımı itirazı değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalıdır." gerekçesi ile mahkemece verilen ilk karar bozulmuştur. Ancak mahkemece, zamanaşımı yönünden bozma ilamnıa uyulmayacağı belirtilerek, ıslaha karşı zamanaşımı itirazı dikkate alınmadan karar verilmiştir. Dava tarihi 31.07.2009 olup, ıslah tarihi ise 24.12.2009 tarihidir. Belirsiz alacak davası 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile öngörülmüştür.Dolayısıyla davanın açıldığı tarihte belirsiz alacak davası türü yoktur. Kısmi dava olarak açılan davanın mahkemece belirsiz alacak davası olarak kabulü hatalıdır.Davanın türü kısmi dava olduğuna göre; davalı vekilinin fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları yönünden, ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesi ile peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.