Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2141
Karar No: 2020/3343
Karar Tarihi: 24.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/2141 Esas 2020/3343 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/2141 E.  ,  2020/3343 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, elektrik voltajının sürekli düşüp ani yükselmesi nedeniyle tarafına ait dalgıç motoru ve bobinaj sarımının birkaç kez yandığını, elektrik kesintileri nedeniyle mısır ekili olan tarlanın sulanamadığını ve ürün kaybı olduğunu, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/1 Değişik İş sayılı dosyası ile tespit edilen ürün zararının 167.500,00 TL olduğunu, bu zararın tespit talep tarihi olan 17/07/2012 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, dava konusu alanda uzun süreli elektrik kesintisinin meydana gelmediğini, davacının mevcut zararının ekine yeterince bakım yapılmadığından meydana geldiğini, elektrik kesintilerinden etkilenmemek için gerekli önlemleri almadığını, bahse konu zarardan davacının sorumlu olduğu, davacının kuyudan veya akarsulardan ya da moto pompla ile sulama yapması gerekirken bu yöntemleri kullanmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 02/09/2013 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen miktar olan 146.047,13 TL"nin dava tarihi olan 30/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davanın ... açısından ise husumet yönünden reddine yönelik hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, anılan karar Dairemizin 15/06/2015 tarihli, 2014/17033 Esas ve 2015/10976 Karar sayılı ilamı ile, mahkemece zararın meydana geldiği dönemdeki elektrik kesintilerinin elektrik idaresinden sorulması, elektrik kesintilerinin yönetmelikte belirtilen sınırlar içerisinde kalıp kalmadığının tespit edilmesi, voltaj akımındaki ani yükselmenin ve düşüşlerin hangi dönemde ve hangi saatte olduğunun tespiti net olarak belirlendikten sonra, söz konusu elektrik kesintisi ve voltaj dalgalanmalarının davacının iddia ettiği hasarı yaratıp yaratmadığının araştırılması, aynı dönemde davacının komşu tarlalarında da elektrik kesintileri nedeniyle sulama sorununun yaşanıp yaşanmadığının, ürün zararının olup olmadığının araştırılması, davacı iddiasına göre günde 4 saat elektrik kesilen ve voltaj dalgalanması olan yerde, davacıya verilen kusur yönünden, davalının yaptığı itiraz da dikkate alınarak yeniden kusur raporu alınması ve zarardan davacının kusuru da dikkate alınarak kusur indirimi yapılması gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra, davanın kısmen kabulüne, 87.234,03 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 30/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı ..."a verilmesine, davanın ... açısından husumet yönünden reddine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine anılan karar Dairemizin 13/09/2018 tarihli, 2017/13963 Esas ve 2018/8544 Karar sayılı ilamı ile, davalı tarafın sair temyiz itirazları reddedilerek dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında farklı arazi ölçülerinin (19.09.2016 tarihli raporda 88.761 Da, 17.03.2017 tarihli raporda 249.357 Da gibi) hesaplamaya esas alındığı, bu yönüyle raporlar arasında oluşan çelişkinin giderilmediği, mahkemece, davacı ..."ın dava konusu 468 parselde 2012 yılında mısır üretimi yaptığı alan araştırılarak, oluşan zarar miktarının her türlü şüpheden uzak açık net ve kesin şekilde belirlemesi için taraf ve Yargıtay denetimine uygun alanında uzman bilirkişi kurulundan yeni bir bilirkişi raporu alınarak hüküm tesisi edilmesi gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle verilen son kararında, davanın kısmen kabulüne, 74.947,40 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 30/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davanın ... açısından husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, elektrik kesintisi nedeni ile oluşan zararın davalıdan tahsili amacıyla açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    1- Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Nitekim, 07/06/1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine HMK’nın 27. maddesinin 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    Somut olayda; mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda, davacının talep edebileceği net zararının 112.229,58 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, yapılan incelemede söz konusu raporun hüküm vermeye elverişli olduğu ve hükme esas alındığı belirtilmiş ancak davacının 74.947,40 TL maddi zararının olduğu gerekçesiyle 74.947,40 TL"nin kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki mahkemece, hükmedilen bu sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamış, bilirkişi raporunda belirtilen görüşten ayrılma gerekçesine yer verilmemiştir.
    Bu bakımdan ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığına göre mahkemece yapılacak iş; özellikle Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK"nın 297. ve 27. maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olmalıdır. Anılan bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, sair hususların bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı HMK’ ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair hususların incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi