20. Hukuk Dairesi 2014/3709 E. , 2014/5566 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ... İlçesi, ... Köyü arazisinin 7000 dekarlık kısmının Haziran 1951 tarih ve Cilt 92, Sayfa: 45, No:1"de tapuda kayıtlı ... Çiftliğini kapsadığını, dava konusu 217 özel parsel numaralı taşınmazın da bu çiftliğin sınırları içinde yer aldığını, ... Çiftliği sınırlarının Doğusu: eski otobüs yolu, Güneyi: ...- ... yolu, Batısı: ... yolu, Kuzeyi: eski ... yolu şeklinde olduğunu, sınırları oluşturan bu yolların halen zeminde mevcut ve işler durumda bulunduğunu, sınırların değişmeye elverişli olmadığını, ... Köyü halkının 1928 yılında Balkan ülkelerinden gelerek çiftliğe yerleştikleri ve sonraki yıllarda çiftliği tapudan devren satın aldıklarını, köylülerin satın aldıkları paylar oranında arazinin kullanıldığını, 13/05/1987 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları sırasında da evvelce yapılan bu taksime aynen uyulduğunu, dava konusu tarlanın bu taksim sonucunda ..."a isabet ettiğini, ..."un ölümü üzerine mirasçılarından ... payına düştüğünü ... Çiftliğinin yukarıda yazılı sınırları içinde kısmen tarım arazileri, kısmen de baltalık cinsinden meşe ormanlarının bulunduğunu, 1942-1943 yıllarında ... Köyünde 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosunun yapılarak kesinleştiğini, böylece köyde bulunan ormanların kadastral olarak belirlendiğini, orman kadastrosu yapılırken tapu kayıtları ile irtibat kurulmadığından tamamının Devlet Ormanı olarak tahdit gördüğünü, bu nedenle köyde özel orman bulunmadığını, bu nedenle 4785 sayılı Kanuna göre Devletleştirilen orman da olmadığını, 1996 yılında ise 3302 sayılı Kanun gereğince orman sınırlarının aplikasyonu yapılarak 1/5000 ölçekli haritalara aktarılıp orman sınırlarının güncellendiğini, dava konusu taşınmazın kadimden beri tarım arazisi olarak kullanılan ve ormanla ilgisi bulunmayan bir yer olduğunu, buna rağmen taşınmazın bulunduğu bölgede orman alanlarının da bulunması nedeniyle Orman Yönetiminin yasal hasım olarak davalı gösterildiğini, ... Köyünde 766 sayılı Kanuna göre tapulama çalışmasının 13/05/1987 tarihinde kesinleştiğini, ... Çiftliğine ait 1951 tarih, Cilt: 92, Sayfa: 45, Sıra No:1’de bulunan tapunun kapsadığı alanların bir kısmında tapulama çalışması yapılarak ... Köyü 1461 ilâ 1530 numaralı parsellerin bu tapudan revizyon gördüğünü, tapulama ekibinin kök tapunun kapsamında kalan arazinin bir kısmını çalışma alanına dahil etmediğini, bu sebeple tapu kapsamındaki tarım arazilerinin bir bölümünün tapulaması yapılmadan çalışmanın tatil edildiğini, bu nedenle çekişmeli yerin tapulama dışı kaldığını, söz konusu yerin 766 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen yerlerden olması nedeniyle tapulama dışı bırakılmadığını, taşınmazın Rumi 1296 tarihinden beri tapulu şahıs mülkü olduğunu, o tarihten beri de tarım arazisi olarak kullanıldığını, ilk malikten müvekkiline kadar gelen eklemeli zilyetliğin Medenî Kanunun 713. maddesinde düzenlenen 20 yıllık süreyi çok aştığının, 20 yıllık bu sürenin tapulama çalışmalarının kesinleştiği 13/05/1987 tarihten bu yana da dolmuş olduğunu belirterek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin dava konusu taşınmazın da bulunduğu birçok taşınmaz hakkında görülen davalarda temyiz incelemesi üzerine ilk tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte incelenen ve davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza ait olduğunun kabul edilemeyeceği, zira yüzölçümlerinin çok farklı olduğu, kaydın sabit sınırlı olmadığı, daha önce
başka yerlere uygulandığı, çekişmeli yerin de içinde bulunduğu, aynı özellikleri taşıyan ve aynı bölgede yer alan bir çok taşınmazın 1999 ve 2001 yılları arasında görülüp kesinleşen davalarda yargılamasının yapılarak orman niteliğinde tescil harici bırakıldığı kabul edilip davaların reddedildiği, taşınmazın genel niteliklerine ve memleket haritasındaki konumuna bakıldığında üzerinde geniş yapraklı meşe ağacı sembollerinin bulunduğu, komşu meşe ormanları ile çekişmeli yer arasında doğal ayırıcı unsurlar bulunmadığı, çekişmeli yer ve benzer durumdaki tüm bu yerlerin yüksek eğimli orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler olduğu, yörede 4785 sayılı Kanuna göre yapılmış orman kadastrosunun bulunmadığı, 1986 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23 ve 2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddeleri ile Hukuk Genel Kurulunun 21/01/2004 tarih, 2004/8- 15/7 ve 12/05/2004 gün, 2004/ 8- 242/292 ve yine 12/03/2008 gün, 2008/ 20-214/ 241 sayılı kararlarının olayda nazara alınması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine, her ne kadar Orman Yönetimi vekili tarafından dava aşamasında taşınmazın niteliği de nazara alınarak orman niteliği ile Hazine adına tescili istenmiş ve çekişmeli yerin niteliğinin orman olduğu anlaşılmış ise de bu yönde açılmış bir dava bulunmadığı ve bu yönde bir katılım da olmadığı, mahkemece re"sen bu yönde bir karar verilemeyeceği gözetilerek bu yolda bir hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davacı ..., davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15/11/2012 gün ve 2011/11168- 2012/12701 sayılı kararı ile davacının temyiz itirazlarının reddine, Orman Yönetiminin ise temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra Hazine yönünden ise özetle; “Hazine yargılama aşamasında taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteminde bulunmuş olup harçtan muaftır. Kurum isteminin, Medenî Kanunun 713. maddesi kapsamında tescil istemi olarak değerlendirilip hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gereklidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş; bilirkişi krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 32493.54 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 3116 sayılı Kanuna göre 4785 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 1943 yılında yapılan ve 28/12/1949 yılında ilân edilerek kesinleşmesinden sonra ..., ... ve ... Devlet Ormanı ismiyle Şubat 1952 tarih ve 19 numarada 1316 hektar yüzölçümüyle ve yine, Nisan 1962 tarih ve 13 numarada 779 hektar yüzölçümüyle ve ... Devlet Ormanı ismiyle tapuya tescil edilen orman kadastrosu ile daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 12/03/1996 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1985 yılında yapılmış, 14.04.1987 – 13.05.1987 tarihleri arasında ilân edilmiş, dava konusu yer tescil ve tesbit harici bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.