1. Ceza Dairesi 2018/4881 E. , 2019/1381 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
ÖLDÜRÜLEN : ...
KATILANLAR : ..., ...
MÜŞTEKİ : ...
SUÇ : Çocuğu olası kastla öldürme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında; TCK.nin 82/1-e, 21/2, 53/1-2-3, 58/6-7, 63 ve 54. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası,
2- Sanık ... hakkında; TCK.nin 281/1, 53/1-2-3 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası,
3-Sanık ... hakkında;TCK.nin 281/1, 281/3, 53/1-2-3 ve 63. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... müdafiinin karar tarihinde yürürlükte olan 5271 sayılı CMK"nin 299. maddesinde 696 sayılı KHK"nin 100. maddesi ile yapılan değişiklik karşısında uygun görülmeyen duruşmalı inceleme talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21/11/2006 gün ve 2006/2-249-247, 15/07/2008 gün ve 2008/9-95-195, 27.01.2009 gün ve 2008/5-145-2009/8, 19/10/2010 gün ve 2010/9-149-105 sayılı Kararları da gözetilerek;
... vekilinin davaya katılma talebinde bulunduğu, katılma talebi ile ilgili mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, suçtan zarar görmesi ve bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek bulunmaması nedeniyle, Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığının 5271 sayılı CMK"nin 237/2. maddesi uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davasına katılmasına karar verilerek;
Katılanlar Selma ve ... ile ... vekillerinin sanıklar Salih ve Barış hakkında suç delillerini gizleme ve yok etme suçundan kurulan hükümleri temyiz hak ve yetkisi bulunmamakta ise de, temyizlerinin suç vasfına yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."un maktul ..."a yönelik eyleminin sübutu kabul edilmiş, takdire ilişen cezayı azaltıcı bir neden bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık ... müdafiinin bir sebebe dayanmayan, sanık ... müdafiinin beraat kararı verilmesi gerektiğine, üst sınırdan ceza tayininin yasaya aykırı olduğuna ve sair hususlara, katılan ... vekili ile katılanlar ... ve ... vekilinin öldürme fiilinin her üç sanık tarafından iştirak halinde ve tasarlanarak işlendiğine, eylemin TCK"nin 82/1-h maddesi kapsamında olduğuna ve sair hususlara, sanık ... ve müdafiinin eylemin bilinçli taksirle ölüme neden olma kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine ve sair hususlara yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
1- Sanık ..."un maktul ..."a yönelik eyleminden kurulan hüküm bakımından;
a- Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay günü sanıkların birlikte alkol alıp vakit geçirdikleri, saat 22:00-23:00 sıralarında Ankara ilinden dönen arkadaşları olan maktulü de araçla alarak, sanık ..."un evine doğru gittikleri, yolda maktulün temin ettiği uyuşturucu haptan hep birlikte içtikleri, ayrıca maktulün araçta bira içtiği, eve geldiklerinde sanık ..."un av tüfeğini göstermesini istedikleri, sanık ..."un tüfeği gösterirken namlu kısmını maktule doğrulttuğu sırada tetiğe basarak tüfeğin patlamasına neden olduğu ve başına isabet eden saçma tanelerinin maktulün ölümüne yol açtığı, sanıkların maktulün cesedini araçla Gerede İlçesi Salur köyü yaylasına götürüp, orada bulunan kuru bir dere yatağına attıkları, cesedin üzerine odun parçaları atarak yaktıkları ve üzerine taş yığdıkları, maktule ait cep telefonunu da kırıp attıkları, bundan sonra araçla eve dönerek, maktulün kan lekelerinin bulunduğu kanepenin örtüsünü yırtıp, kanepeyi evin bodrumundaki depoya indirdikleri, halılardan kan lekelerinin olduğu kısmları keserek ertesi gün bunların sanıklar ... ve tarafından çöplüğe atıldığı, böylece delillerin önemli ölçüde yok edildiği, fakat sanık ..."ın müracatta bulunarak ifade verip, yer göstermesi sonucu maktule ait cesede ve cep telefonuna ulaşıldığı ve diğer sanıkların yakalandığı olayda;
Sanık ..."un av tüfeğini gösterirken namlu kısmının maktule dönük olduğu pozisyonda, karşısında yer alan maktulün isabet almasının mutlak ve kaçınılmaz olduğunu öngörmesine rağmen tetiğe basıp ateş ederek, eyleminin sonucunu bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği, bu nedenle sanık ..."in doğrudan kastla hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, olayda olası kast hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla; çocuğa karşı kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı biçimde olası kastla öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
b- Sanık hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan Gerede Sulh Ceza Mahkemesinin mahkumiyet hükmünün 2011/277 olan Karar numarasının hatalı biçimde "2011/172" olarak gösterilmesi,
c- Duruşmada kendilerini vekil ile temsil ettiren katılanlar ... ve ... ile ... lehine sanık aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
2- Sanıklar ... ve ... hakkında suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.06.1999 tarih ve 10-137/146, 03.02.1998 tarih ve 6-326/7, 04.02.1997 tarih ve 10-12/9 sayılı Kararlarında açıklandığı üzere; bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesinin, o olay hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği, sanığın yargı mercii önündeki eylemini sınırlandırarak güvence fonksiyonu teşkil eden iddianamede, dava konusu edilen eylemin, başka bir olaya dayanılmadan bağımsız olarak açıklanıp açıkça ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirtilmesinin gerektiği nazara alındığında;
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının 21.03.2014 tarih, 2014/1800 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanıklar Barış ve Salih’in, maktul ..."i kasten öldürme suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, anlatım kısmında sanıkların kasten öldürme suçuna ilişkin delilleri gizleyerek yok ettiğinden bahsedildiği, ancak öldürme suçunu eylem üzerinde ortak hakimiyet kurarak işledikleri açıkça ifade edilerek sanıklar hakkında suç delillerini gizleme, yok etme veya değiştirme suçlarından usulüne uygun olarak dava açılmadığı halde, sanıkların bahsi geçen eylemlerinden ötürü, kamu davasının açılıp açılmayacağının takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması yerine, ek savunma verilerek mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle CMK"nin 225/1. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin ve sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 06.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.