Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2317
Karar No: 2020/3384
Karar Tarihi: 24.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/2317 Esas 2020/3384 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/2317 E.  ,  2020/3384 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki birleşen kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali ve tahliye davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, taraflar arasında geçerli 21/08/2009 tarihli kira sözleşmesine göre davalı kiracının 2011 yılı Mayıs ayına ilişkin eksik ödenmiş kira bedeli borcu ile Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin ödenmemiş kira bedeli borcunun bulunduğunu, belirtilen alacağın tahsili için davalı aleyhine ... 11. İcra Müdürlüğünün 2011/7994 esas nolu dosyası üzerinden ilamsız takibe geçildiğini, davalının borca ve takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı birleşen ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/306 Esas nolu dosyasında ise davalı aleyhine başlatılan ... 1. İcra Müdürlüğünün 2011/1503 esas sayılı icra takibine yapılan kısmi itirazın iptaline, icra takibinin devamına, icra inkâr tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, dava konusu kiralananın aylık kira bedelinin 1.400,00 TL olmadığını 650,00-TL olduğunu, aylık 650,00-TL üzerinden muaccel tüm kiraların ödenmiş olması sebebiyle her hangi bir kira borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
    İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
    Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
    Yasal dayanağını İİK"nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
    Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
    İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.11.2003 gün ve 19-589 E, 645 K; 19.10.2011 gün ve 19-532 E, 640 K; Dairemizin 07.02.2013 tarih ve 2012/5291 E, 2013/634 K sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
    Borçlunun dava açıldıktan sonra yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı ise mahkemenin davayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına, takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmetmesine engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda, sonradan yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla infazda nazara alınması belirtilmelidir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 09.12.2015 tarih ve 2014/19- 525 E., 2015/2839 K. Sayılı ilamı )
    Somut olayda; davacı tarafından davalı aleyhine eksik ödenen 2011 yılı Mayıs ayı kira bedeli ile ödenmeyen 2011 yılı Haziran ve Temmuz ayları kira bedeline ilişkin olmak üzere 05/07/2011 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takip tarihinden sonra ancak asıl dava açılmadan önce davalı borçlunun 11/08/2011 tarihinde davalıya ait banka hesabına "üç aylık kira bedeli" açıklaması ile 1.950 TL ödeme yapmış olduğu, yine ödenmeyen 2010 yılı Mart ayı ile 2011 yılı Şubat ayı arasında tahakkuk etmiş kira bedeli için 15/02/2011 tarihinde başlatılan takip talebinden sonra ancak birleştirilen dava açılmadan önce davalı borçlunun davacı vekilinin banka hesabına 25/04/2011 tarihinde ilgili icra dosyasına mahsuben açıklamasıyla 2.000 TL ödeme yapmış olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece, dava tarihi itibariyle talep edilebilecek alacak miktarı üzerinden hüküm kurulması ve davalı-borçlu tarafından icra takip tarihlerinden sonra ancak dava tarihlerinden önce yapılan kısmi ödemelerin infazda dikkate alınması gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi ve bunun sonucu olarak hatalı harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi