8. Hukuk Dairesi 2012/6766 E. , 2012/11632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ..., Tapu Sicil Müdürlüğü, ..., dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Küre Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 12.07.2011 gün ve 27/33 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ... vekili ile dahili davalılar ... ve müşterekleri vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde ada ve parsel numaraları yazılı 12 parça taşınmazın ortak muris Selime’ye ait olduğunu, Küre Noterliği"nce düzenlenen 17.06.1968 tarih 424 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma akdi ve zilyetliğin devri sözleşmesiyle çocukları Muhittin ve Salih’e devredildiğini, Salih’in taşınmazlar üzerindeki payını 19.12.1979 tarihli senetle vekil edeni Muhittin’e sattığını, tespit tarihine kadar koşullarına uygun olarak kullanıldığını, ancak, kadastro sırasında elbirliği mülkiyeti şeklinde davalılar adına tespit edildiğini açıklayarak tapu kayıtlarının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ile ...; davanın yersiz açıldığını, zilyetlik devrinin söz konusu olmadığını, davalı Salih ise; satışın doğru olmadığını,19.12.1979 tarihli zilyetliğin devri altındaki imza kendisine ait ise de, taşınmazın ablasına devredileceğini düşünerek ve davacıya güvenerek senedi imzaladığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, diğer davalı gerçek kişiler ile davalı ... yargılama oturumlarında temsil olunmamış ve yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalılardan ... vekili ile dahili davalı Salih Kömürağası mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu parsellerin, ...na ait olduğu, ölmesi üzerine mirasçılarına kaldığı açıklanarak kadastro yoluyla 1995 yılında paylı mülkiyet şeklinde Selime mirasçıları adına tespit edilmiş, davacı ... tarafından açılan tespite itiraz davası sonunda, Küre Kadastro Mahkemesi"nin 07.09.2006 tarih 2006/10-43 Esas ve Karar sayılı ilamı ile husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesi tarafından onanan hüküm 08.04.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, özellikle mahkemece deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, dava konusu 723 ada 22 parselin davacının yakın murisi Ahmet"ten kaldığı, ortak kök miras bırakan Selime terekesine dahil yerlerden olmadığı, 1974 yılında ölünceye kadar bakıp gözetmesi karşılığında davacı ..."e bağışlandığı, davacı tarafça üzerine ev yapılmak suretiyle tespit tarihine kadar 20 yıldan fazla süre koşullarına uygun olarak tasarruf edildiği anlaşıldığına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle 723 ada 22 parsele ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Toplanan deliller ve dosya kapsamından; davanın ölünceye kadar bakma akdi ve miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür davalarda husumetin kayıt malikine, ölmüş olması halinde mirasçılarına yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup aynı zamanda Tapu Müdürlüğü"nün davalı olarak gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle; Tapu Müdürlüğü yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de temyiz edenlerin sıfatına göre bu yön bozma nedeni yapılmamıştır.
Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan keşif taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözüme ulaştırmaktan uzaktır. Küre Noterliği"nce düzenlenen 17.06.1968 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesinde, 10 parça taşınmazın davacı ... ile davalılardan Salih Kömürağası"na bırakıldığı belirtilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazların sınırlarını, aidiyet durumunu kimden kaldığını ve intikal şeklini bilmediklerini açıklamışlar, sözleşmelerinin kapsamı hususunda denetime açık, net ve doyurucu bilgi vermemişlerdir.
Diğer yönden; ölünceye kadar bakım sözleşmesinde davacı ... ile bir kısım davalıların yakın miras bırakanı Naciye Kömürağası taraf olup, sözleşmeyle bu kişiye Çakılpara mevkisinde bulunan taşınmazların verildiği yazılı ise de mahkemece bu konu üzerinde de gereği gibi durulmamış, Naciye"ye verilen yerlerin dava konusu parsellerden hangisi ya da hangileri olduğu, taraflar, yerel bilirkişiler ve tanıklardan açıkça sorulmak suretiyle belirlenmemiş, 14.06.1984 tarihinde ölen Naciye"ye ait bu taşınmazın davacı ..."e hangi yolla intikal ettiği Naciye terekesinden çıkıp çıkmadığı araştırılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258 ve 259. maddeleri (6100 sayılı HMK.nun 243 ve 244. m.) hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmesi, ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile zilyetliğin devri sözleşmelerinde gösterilen taşınmazların dava konusu hangi parseller olduğunun açıkça belirlenmesi, yakın miras bırakan Naciye"ye ait Çakılpara mevkisindeki taşınmazlar yönünden davanın mirasçılar arasında yürüyen bir dava olduğunun gözönünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalılardan ... vekili ile dahili davalılar Salih Kömürağası mirasçıları vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulüyle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca 723 ada 22 parsel dışındaki taşınmazlara ilişkin yerel mahkeme hüküm bölümlerinin BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 103,95"er TL peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ve dahili davalılara ayrı ayrı iadelerine 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.