10. Hukuk Dairesi 2016/13459 E. , 2016/13099 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, 05.08.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler nedeniyle oluşan kurum zararının 506 sayılı Yasanın 26’ncı maddesi kapsamında davalılardan müteselsilen tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum, davalı ... Mermer San. ve Tic. Ltd. Şti. ile dahili davalılar ..., ... ve ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23.11.2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen “sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir. İş kazası veya meslek hastalığı, 3. birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” düzenlemesine göre; davaya konu iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığı sorumludur.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş
sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Eldeki davada, mahkemece aldırılan 19.02.2009 ve 28.01.2011 tarihli kusur raporlarında, davalıların konumlarının, başka bir deyişle hangi davalının işveren veya işveren vekili olduğu hususu yeterince irdelenmediği diğer bir deyişle işverenlik sıfatının ... Mermer San. ve Tic. A.Ş."ye mi yoksa ... "na mı ait olduğu hususlarında yeterince araştırma ve irdelemenin bulunmadığı anlaşılmakta olup, bilindiği gibi 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Yasa"nın 74. maddesi) hükmü uyarınca, hukuk hâkimi ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de kesinleşmiş ceza ilâmıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır. Bu anlamda; ceza davasında kusurlu bulunarak mahkûm edilmiş olmaları ve mahkûmiyetin kesinleşmesi halinde cezada mahkum olan kişilere kusur payı verilmesi gerekeceği muhakkaktır.
Şu hâlde; Mahkemece; iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, ceza dava dosyasında kabul edilen olguda dikkate alınarak, yeniden kusur raporu aldırılmalı, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetleri usûlünce belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum, davalı ... Mermer San. ve Tic. Ltd. Şti. ile dahili davalılar ..., ... ve ... avukatları bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ve temyiz eden dahili davalılara iadesine, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.