10. Hukuk Dairesi 2016/13829 E. , 2016/13105 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Tarihi : 07.04.2015
Dava, vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan ödemeler sebebiyle oluşan Kurum zararının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde iş kazası "a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c)Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olay olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, D400 çevre yolu M.. -A.... istikametine bağlantı yolunda, tır şoförü olarak çalışan sigortalının, ...çimento fabrikasından, Manavgat ilçesine çimento sevkiyatı yaparken, aracını park ederek yolun karşısına geçmek istediği, bu sırada L.. A.."in sevk ve idaresindeki araç ile çarpması sonucu vefat etmiştir. Sigortalının kaza geçirdiği yerde bulunma zamanı ve sebebi, ilgili ceza mahkemesi kararı, sigorta sicil dosyası, ölüm geliri ve ölüm aylığı tahsis dosyaları, varsa tanık beyanı ve diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek olayın oluş şekli, iş kazası olup olmadığı 13. madde kapsamında belirlenmelidir.
Çözümlenmesi gereken ilk sorun, kazanın bir trafik kazası mı yoksa, trafik-iş kazası mı olduğudur. Zira kaza bir trafik-iş kazası ise davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun ""iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu "" başlıklı 21. maddesinin 4. fıkrası olup, anılan düzenlemede, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
Kazanın, yukarıda belirtilen 13. madde kapsamında yer almaması durumunda, davanın yasal dayanağı, yine 5510 sayılı Kanunun " uzun vadeli sigorta kolları bakımından üçüncü kişinin sorumluluğu "" başlıklı 39. maddesi olup, üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilecektir. Bu kapsamda yapılacak değerlendirmede, sorumluluğun doğması için aranan kast unsuru özellikle gözetilmeli ve irdelenmelidir.
Mahkemece, kazanın trafik iş kazası niteliğinde olup olmadığı, hak sahiplerine uzun vadeli sigorta kollarından ölüm aylığı ile birlikte iş kazası ölüm geliri bağlanıp bağlanmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.