21. Hukuk Dairesi 2018/7228 E. , 2019/2475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
A)Davacı İstemi: Davacı vekili, davacının sigortalılığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile 01/09/2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı: davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı : " Davacının kurumca belirlenen 5846 günlük Bağ-Kur hizmetine ilaveten SSK"da gerçekleşen 695 günün de nazara alınmasıyla toplam 6541 günlük hizmetinin 20 yılı(7200 gün) doldurmaması nedeniyle davacıya 04/08/2014 tarihi itibariyle aylık bağlanmasına olanak bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.”
İstinaf Başvurusu ; Davacı vekili, Kurumun cevabındaki verilerle yetinildiği, primlerin ve sınırlarının hangi usullerle belirlendiğinin belli olmadığı, son hesap özetine göre borcu olmadığı ve tahsis koşullarını taşıdığı gerekçesiyle ilk derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı : Somut olayda; 1994 yılı Nisan ayındaki çakışan 15 gün hariç davacının, 01.01.1987 - 05.01.1990 tarihleri arasında 695 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi (506 sayılı Kanun) kapsamında hizmet süresi ve 06.01.1990 - 31.08.2001, 14.05.2003 - 15.12.2004 ve 01.06.2011 - 31.03.2016 tarihleri arasında 6506 gün 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi (1479 sayılı Kanun) kapsamında olmak üzere 7201 prim gün sayısı bulunmaktadır. 02.08.1969 doğumlu davacı, 46 yaşını ikmal etmiş, söz konusu dönem borcunu ise (01.06.2011 tarihinden itibaren ödemesi isteğe bağlı kabul edilerek) 22.06.2012 tarihinde ödemiştir. Buna göre davacı kadın, 1479 sayılı Kanunun Geçici 10"uncu maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi uyarınca tabi olduğu 45 yaş, 20 yıl ve prim ödeme şartlarını haiz olduğundan 31.03.2016 tarihini takip eden aybaşı olan 01.04.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerekir" gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırarak,
" Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık sürelerinin tespitine ilişkin talebinin REDDİNE;
Davacının yaşlılık aylığı tahsisine ilişkin talebinin KISMEN KABULÜNE; Davacıya 01.04.2016 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi (1479 sayılı Kanun) kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin ve aylıklara her bir aylığı ödenmesi gereken tarihten itibaren yasal faiz işletilerek davalı Kurum tarafından davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE; davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE" karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı vekili: -Tahsis talep tarihi itibariyle 4a + 4b toplam 6605 gün hizmeti bulunmaktadır.
-45 yaş, prim borcu bulunmama koşulunu sağlasa da 7200 gün koşulunu sağlamamaktadır.
-Davacının iptal edilen dönemlerde vergi kaydı bulunmamaktadır. Bu nedenle kurum işlemi yerindedir, gerekçeleriyle İstinaf Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, sigortalılık sürelerinin tespiti ve tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmakla Bölge Adliye Mahkemesince karar kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, kuaför faaliyetinden 02.01.1990 - 31.08.2001, 14.05.2003 - 15.12.2004 tarihleri arasında vergi kaydı; 04.05.1989 - 06.09.2001, 18.06.2003 - 13.08.2005 tarihleri arasında esnaf odası ve 27.12.1989 - 07.09.2001, 20.06.2003 - 25.08.2005 tarihleri arasında esnaf sicil kaydı bulunmaktadır. Davacının, 28.12.1989 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden bildirgeye istinaden, 506 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılık bitiş tarihine göre 06.01.1990 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur kayıt ve tescili yapılmış; 07.09.2001 tarihinde sonlandırılmıştır. 10.09.2001 tarihli dilekçesi ile kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması bulunmadığı ve kurum kuruluş kayıtlarını sildirdiğini bildiren davacı, 1479 sayılı Kanunun 79"uncu maddesi kapsamında sağlık sigorta primi bulunmaksızın isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunmuştur.Kurum tarafından isteğe bağlılık talebi kabul edilmiş ve iptal öncesi davacı 10.09.2001-13.05.2003 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı kabul edilmiş ve daha sonra ise; prim ve gecikme zammı borcu olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir. Davacının 25.08.2003 tarihli talebi üzerine 14.05.2003 tarihinden Bağ-Kur sigortalılığı yeniden başlatılmış ve işyerini kapattığına ilişkin 23.04.2011 tarihli dilekçesinde belirttiği tarihe göre 31.10.2010 tarihine kadar sigortalılığı devam ettirilmiş 04.08.2014 tarihli tahsis talebi üzerine sigortalılığı vergi kaydına göre yeniden düzenlenerek 05.12.2004 – 31.12.2010 tarihleri arasındaki dönemde sigortalılığı iptal edilmiş, 24.11.2014 tarihli yaptığı prim ödemelerinin isteğe bağlı sigortalılığa dönüştürülmesi dilekçesine istinaden 01.06.2011 tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmiştir. Tahsis talebi de prim gün sayısı gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.
Somut olayda bağkur sigortalılık belgesinde davacının 10.09.2001-13.05.2003 tarihleri arası yaptığı ödemeler mevcut olup, ödemelerin zorunlu sigortalılık priminden sonra isteğe bağlı sigortalılık süresinden kaç günü karşıladığı sorulup sigortalılığın iptaline ilişkin değerlendirme yapılmadan tahsis talebinden ileriye bir tarihte aylık bağlanmasına karar verilmesi hatalıdır.
Buna göre; 10.09.2001-13.05.2003 tarihleri arası yaptığı ödemelerin zorunlu sigortalılık süresi dışında isteğe bağlı sigortalılık süresinden kaç günü karşıladığı sorularak, tahsis talebinde mevcut olan prim gün sayılarına göre aylık şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Tahsis talebi olmadan usul ekonomisi gerekçesiyle davanın açıldığı tarihten sonraki (tahsis talebinin olmadığı) tarihte aylık bağlanmasına karar verilmesi hatalıdır.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, SGK tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)Sonuç :
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.