16. Hukuk Dairesi 2020/2318 E. , 2020/5904 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 1287 parsel sayılı 127.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 172 ada 77 parsel numarasıyla ve 28.971,80 metrekare yüzölçümlü olarak; davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı eski 355 parsel sayılı 16.020,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 172 ada 78 parsel numarasıyla ve 14.746,74 metrekare yüzölçümlü olarak; mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılan eski 1476 parsel sayılı 380,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 172 ada 79 parsel numarasıyla ve 395,52 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında paylı olarak adına kayıtlı bulunan 172 ada 78 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ileri sürerek, Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, dava konusu 172 ada 77, 78 ve 79 parsel sayılı taşınmazlara ait uygulama tespitinin iptaline, 172 ada 78 parselin, 172 ada 75, 77 ve 79 parsellerle hatalı olarak tespit edilen ve 10.11.2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide kesik hatlarla ve (x) işareti konularak gösterilen müşterek sınırının iptaline, aynı krokideki koordinat değerlerine göre düz hatla çizilen sınırın müşterek sınır olarak kabul edilmesine, böylece 172 ada 77 nolu parselin yüzölçümünün 128.003,73 metrekare, 172 ada 78 nolu parselin yüzölçümünün 15.157,19 metrekare ve 172 ada 79 nolu parselin yüzölçümünün 383,22 metrekare olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu neticesinde 172 ada 78 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiası ile açılmış olup, davacının, yüzölçümünde azalma olduğunu iddia ettiği 172 ada 78 parsel sayılı taşınmazın, müşterek mülkiyete konu olduğu ve davacı dışında başka paydaşların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle yargılama sonunda verilecek hükmün, diğer paydaşların hukukunu da etkileyeceği açıktır. Bu nedenle diğer paydaşların da davada taraf olmaları gerekmektedir. Ne varki Mahkemece, taşınmazın diğer paydaşlarının davada yer almaları sağlanmaksızın hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Öte yandan yargılama sırasında davacının taşınmazdaki payını ...’a sattığı ve davacı vekilinin 12.12.2014 havale tarihli dilekçeyle, müvekkilinin taşınmazdaki payını devrettiğini, bu nedenle taşınmazdaki payla ilgili olarak herhangi bir taleplerinin kalmadığını belirttiği, bunun üzerine Mahkemece davanın ...’a ihbarı amacıyla, dava dilekçesi ve bilirkişi raporunu da içerir davetiye çıkarıldığı, ancak çıkarılan davetiyenin sokak, kapı numarası vs. belirtilmeksizin “...Mahallesi Muhtarlığı, .../İstanbul” adresine, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre usulüne aykırı olarak tebliğ edildiği, bu haliyle davada, aktif dava ehliyetinin sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Davada, aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartlarından olup, bu koşullar yerine getirilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacının payını satın alan ...’a dava ihbar edilerek, davadan haberdar olması sağlanmalı; ardından davacı tarafa, paydaşı bulunduğu 172 ada 78 parsel sayılı taşınmazın, kendisi dışındaki diğer tapu malikleri olan ... ve müştereklerinin davaya katılımlarını sağlamak üzere süre ve imkan tanınmalı, verilen süre içerisinde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, açıklanan nedenle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.