21. Hukuk Dairesi 2018/4480 E. , 2019/2493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 04.05.2004 tarihinden 2006 yılı Eylül ayına kadar davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davalı adına Kurumda tescilli işyeri olup olmadığı sorulmadan, varsa dönem bordroları istenmeden, davalı çiftliğin tapu kaydının, varsa kira sözleşmesi gibi evraklar istenerek işverenin kim olduğu ortaya koyulmadan, tanık ...’nun hizmetin geçtiği iddia edilen çiftlikte atlarının bulunduğunu ve kendi seyisinin bu atlara baktığını beyan etmesine rağmen bu kişi tespit edilerek ifadesine başvurulmadan, tanık İlker Tuncay’ın davacı ile ilgili çevreden şikayet geldiğini beyan etmesine rağmen bu husus araştırılmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş, davalı Kurumdan davalı adına veya hizmetin geçtiği iddia edilen çiftlik adına tescilli işyerinin bulunup bulunmadığını sormak, varsa ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını istemek, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, çiftliğin ihtilaflı dönemde kime ait olduğunu gösteren tapu kayıtlarını getirtmek, davalı ile intifa hakkı sahibi olduğunu beyan eden tanık ...arasındaki ilişkiyi dolayısıyla ihtilaflı dönemde çiftliği kimin işlettiğini netleştirmek, davalının vergi mükellefiyeti olup olmadığını ilgili vergi dairesinden sormak, çiftlikteki atların bakımı ile ilgilenen bir veteriner olup olmadığını araştırmak varsa beyanına başvurmak, davacının ibraz ettiği yazılı belgelerde hizmet/mal alınan işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen sigortalıların beyanlarına başvurmak, davacının ibraz ettiği yazılı belgeleri göz önünde bulundurarak gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Kurum temyizinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına 03.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.