20. Hukuk Dairesi 2013/10394 E. , 2014/5778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, ... Mevkii 186 ada 20 parsel sayılı 715,02 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle önceden 186 ada 19 ilâ 25, 187 ada 3 ilâ 8 sayılı parseller önceden bir bütün halinde ... oğlu ... ... atalarından intikalen zilyetliğindeyken ifraz ve satışlar sonunda ...’a geçtiğinden söz edilerek onun adına tesbit edilmiş, ... ve Av. ... ... itirazı komisyonca incelenerek, aynı kuvvette iki adet belge bulunduğu gerekçesiyle malikinin belirlenmesi için tutanak ve ekleri 3402 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
... 29.06.2009 havale tarihli dilekçesiyle; taşınmazı ..."tan satın alıp 40 yılı aşkın süredir eklemeli olarak zilyet ettiği, müteriz ..."un taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığı iddiasıyla, taşınmazın adına tapuya tescilini istemiştir.
... ise 29.06.2009 tarihli duruşma tutanağına geçirilen beyanında; taşınmazın 29.09.1997 tarihinde ..."tan satın aldığı, buna dair zilyetlik senedini ve vergi alındısını ibraz ettiği iddiasıyla taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Dava, re"sen Hazineye ihbar edilmiş, Hazine vekili de; taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, imar - ihya ve zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediği iddiasıyla taşınmazın Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, Hazinenin davasının kabulüne, parselin tesbitinin iptaline ve tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, ... ile ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.11.2011 gün ve 2010/15370 - 2011/944 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Teknik bilirkişilerin raporları karşısında, mahkeme hâkiminin keşif tutanağına geçirdiği gözlemine dayanılarak, davanın reddine karar verilemeyeceği, diğer taraftan, çekişmeli parselin ne zaman imar ihya edildiği, ne kadar süreyle kimin tarafından ne şekilde kullanıldığı yönündeki yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile teknik bilirkişi raporları ve mahkeme gözlemi çeliştiği halde, mahkemece, bu yetersizlikler ve çelişkiler üzerinde durulmadığı, taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihine en yakın tarihte çekilmiş hava fotoğrafları, kadastro tesbit tarihine en yakın tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş
orijinal renkli memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihine en yakın tarihte çekilmiş hava fotoğrafları dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer ile taşınmazın niteliği, ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun saptanması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu resmi belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, ayrıca, taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, usûlünce 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırması yapılmalı, çekişmeli parselin iki davacıya satıldığı yönünde uyuşmazlık bulunmadığından, bu satışlardan hangisinin geçerli olduğu, köy senetlerinden hangisine değer verileceği tartışılarak, bu konuda tanık gösterilecek olursa taraf tanıklarını beyanlarına başvurulmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli...” gereğine değinilmiştir.
Dairenin bozma kararına karşı Hazine vekili tarafından yapılan karar düzeltme istemi ise, 28.06.2011 gün 2011/7283-8127 sayılı karar ile reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, ..."un davasının kabulüne, ..."ın davasının kısmen kabulüne, diğer davacıların davasının reddine ve dava konusu taşınmazın kadastro tesbit tutanağındaki tesbitin iptaline, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 482,02 m² bölümün aynı ada ve parsel sayısı ile ... adına tesbit ve tesciline, aynı krokide (C), (D) ve (E) harfleri ile işaretli 232,92 m² yüzölçümlü bölümün aynı ada ve son parsel sayısında ... adına tesciline, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen kısım için tutanak düzenlenmediğinden bu bölüme ilişkin mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
1) Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan ve özel mülkiyete konu olan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, davacı ..."ın davasının kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davacı ... adına, (A) bölümünün diğer davacı ... adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin tutanak düzenlenmediğinden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ise de, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür.
Şöyle ki; görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında istek olmasa bile re"sen gözönüne alınmalıdır. Kadastro müdürlüğü tarafından, aynı kuvvette iki ayrı belge bulunduğu gerekçesiyle 3402 sayılı Kanunun 10/son maddesi uyarınca malikinin belirlenmesi için Kadastro Mahkemesi"ne devredilmiş olduğuna göre, davanın konusu sınırları kadastro ekibince ölçülerek kadastro paftasına işlenen 186 ada 20 parsel sayılı taşınmazdır. Hâkim, davanın konusu ile ilgili olarak karar vermekle görevli ve yetkilidir. Davanın konusu olmayan hususlarda karar verilemez. Dosya kapsamına göre bilirkişi raporlarında (B) harfi ile işaretlenen ve yol olarak bırakıldığından tutanak düzenlenmediği belirtilen bölümün eldeki davanın konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bu bölüme ilişkin açılmış bir dava bulunmadığına göre mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru değildir.
Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlar, devir ve teslimi suretiyle zilyetliği el değiştirmektedir. Gerek davacı ... gerekse de davacı ... adi satış senedi ve zilyetlik iddiasına dayalı olarak dava konusu taşınmazın adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, taşınmaz başında dinlenen yerel ve tanık beyanları ile belirlendiği üzere çekişmeli taşınmazın önceki zilyedi ..."tur. Bu husus taraflar arasında uyuşmazlık konusu da değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın zilyetliğinin kime devir ve teslim edildiği hususundadır. Yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile davacı ... tarafından, ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın önceki zilyedi ..."un beyanından, taşınmazın davacı ..."a adi satış senedi ile satıldığı ve zilyetliğinin devir ve teslim edildiği ve 3402 sayılı Kanunun 14, 17 ve 18. madde koşullarının davacı ... yararına oluştuğu anlaşıldığından, zilyetlik ile birleşen harici sözleşmeye değer verilerek taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün de davacı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu şekilde bu bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1)Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/05/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.