16. Hukuk Dairesi 2014/972 E. , 2014/3181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2012/1188-2013/131
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Ç. Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada 57 parsel sayılı 971,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca arsa vasfıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve A.. C.."un kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. B.. taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla lehine zilyetlik şerhi verilmesi talebi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın askı süresi geçtikten sonra ve genel mahkemede açılamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın niteliği itibarı ile ancak 3402 sayılı Yasa"nın 11. maddesindeki ilan süresi içerisinde açılabileceği, buna göre genel mahkemede açılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa"nın, 5831 sayılı Yasa ile eklenen EK 4/1. maddesi; 6831 sayılı Orman Kanununun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. O halde, kullanım kadastrosuna itiraz davalarında husumetin, tespit maliki Hazine ile birlikte varsa tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanıcı şerhi verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi zorunlu olup; davacı tarafın, Hazineye ve varsa kullanıcılarına karşı ispat yükümlülüğü bulunduğundan bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan söz edilemez. Somut olayda; davacı tarafça, 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu oluşan tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin iptali ile lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle askı ilan süresinden sonra dava açılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın, Hazineye ve adına kullanıcı şerhi bulunan davalı Ahmet Ali Coşkun"a karşı ispat yükümlülüğü bulunduğu da dikkate alındığında kesinleşen kadastro tespitine karşı açılan eldeki davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesi gereğince mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re"sen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca; Sulh Hukuk Mahkemesince; askı ilan süresinden sonra açılan bu tür davalarda görevsizlik kararı verilerek, talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasa hükümlerine aykırıdır. Kabule göre de; 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"na eklenen Ek 4. madde içeriğinde, bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı dikkate alındığında, davacı tarafın Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılan temyize konu eldeki davası nedeniyle tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, davacı tarafın yasada öngörülen şekilde bir fiili kullanımının olup olmadığının araştırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.