Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6198
Karar No: 2013/9797
Karar Tarihi: 10.06.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/6198 Esas 2013/9797 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalının mirasbırakanın borcu nedeniyle takibe uğradığı ve müvekkilinin ödemeyi dava dışı kardeşi ile birlikte karşıladığı, ayrıca davalıya ait payın satışı karşılığı havale ile gönderildiği ancak davalının bunu reddettiği ve ortaklığın giderilmesi davası açtığı belirtilerek taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkilinin adına tescilini talep eden davanın kabulüyle davalıdan toplam 27.317 TL'nin tahsiline karar verildiği ancak davalının havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığını kabul ettiği için davacının bunu kanıtlama yükümlülüğü olduğu ve mahkemenin eksik inceleme yaparak istemin tümünün kabul edilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 457 ve ardından gelen maddeleri (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 555 ve devamı): Havale, yasal olarak bir borcun ödeme vasıtasıdır. Havale edenin, havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını iddia etmesi halinde bunu kanıtlama yükümlülüğü kendisine aittir.
3. Hukuk Dairesi         2013/6198 E.  ,  2013/9797 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (... 2.AHM)

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacı vekili dilekçesinde; mirasbırakan....’in borcu nedeniyle taraflar ile dava dışı kardeş .....aleyhine takip başlatıldığını, müvekkilinin, davalı ve dava dışı kardeşi ile birlikte aldığı karar uyarınca takibe konu edilen 52.000 TL yi alacaklıya ödediğini, ayrıca müvekkilinin davalıya 5.8.2004 tarihinde havale ile 9.984,25 TL göndererek mirasbırakana ait dairedeki payını satın aldığını, ancak davalının sonradan payını müvekkiline devretmeye yanaşmadığı gibi ortaklığın giderilmesi davası açtığını belirterek; davaya konu taşınmazdaki davalıya ait payın tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde ise davalıya havale ile gönderilen 9.984,25 TL ile takip nedeniyle yapılan ödemeden davalının payına düşen 17.333 TL olmak üzere toplam 27.317 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkilinin, mirasbırakana ait borcun ödenmesi için davacı ile anlaşmadığını, aksine müvekkilinin 2008 yılında başlatılan bu takibe itiraz ederek kendisi yönünden takibi durdurduğunu, öte yandan eşi ile davacının ...’te kurulan tesisi bir süre birlikte işlettiklerini, havale ile gönderilen paranın ise bu tesisin giderlerinin karşılanması amacıyla gönderildiğini, davanın ortaklığın giderilmesi davasını geciktirmek için kötüniyetli olarak açıldığını savunarak; davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, alacak isteminin ise kabulü ile 27.317 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak; davacı tarafın, havalenin ödünç olarak davalıya gönderildiği yönündeki iddiası davalı tarafça kabul edilmemiş, tersine, bu paranın, daha önceden kaynaklanan bir ortaklık nedeniyle gönderildiği savunulmuştur. Böylece davalı, davaya konu paranın kendilerine gönderildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmiş, ancak, bunların davacı tarafından ileri sürülen nedenle değil, başka bir nedenle gönderildiğini savunmak suretiyle, vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir.
    Davalı tarafın ikrar ettiği maddi vakıanın hukuki vasfının ileri sürülenden farklı bulunduğunu bildirmeleri, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Çünkü vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalıya) değil vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) aittir.
    Bu durumda, davacı taraf, davaya konu paranın davalıya ait payın satışı karşılığında gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalı tarafın bu ilişkiyi kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır.
    Öte yandan, 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 457 ve ardından gelen maddelerinde (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 555 ve devamı) düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havale eden, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (HGK. 9.6.2004 tarih, 2004/4–362 E. 2004/347 K.).
    Somut olayda, bu yasal karine karşısında davacı taraf, davalı tarafa yapılan dava konusu havalenin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır. Diğer bir ifadeyle, havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğü yine davacı tarafa aittir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yapılan açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılarak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile istemin tümünün kabulü doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi