Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/694
Karar No: 2020/4013
Karar Tarihi: 03.03.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2020/694 Esas 2020/4013 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2020/694 E.  ,  2020/4013 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
    AVUKAT ...
    DAVALILAR : 1-... ADINA VEKİLİ
    AVUKAT ...
    2-... ADINA VEKİLİ AVUKAT ...
    DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalıar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı Bakanlığın 21/02/2018 tarih ve 14527 sayılı yetki tespit yazısında müvekkili şirkette çalışanların yarıdan fazlasının Tek Gıda İş Sendikasına üye olduğu ve çoğunluk sağlandığı gerekçesiyle yetki verildiğinin belirtildiğini, yazıda belirtilen üye ve işçi sayılarının doğru olmadığını, çalışanlardan bazılarının kendilerine baskı uygulandığını ve iradeleri dışında sendikaya üye kaydedildiklerini beyan ettiklerini, bu üyeliklerin geçersiz olduğunu, ayrıca itiraz dilekçesinin görevli makama kaydettirilmesine dair düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek 21/02/2018 tarih ve 14527 sayılı yetki tespit kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, “...işçinin çekilme iradesini açıklamasına rağmen, çekilmenin geçerlilik kazanması, işçinin sendikal korunmadan faydalanmaya bir ay daha devam etmesi unsurunun işçi lehine gözetilecek davalarda etkili olacağı, e-devlet üzerinden yapılan çekilme işleminin bakanlığa eş zamanlı olarak gönderildiğinin açık hüküm olarak düzenlendiği, başka bir deyişle yetki tespiti başvurusu sırasında üyelikten çekilen işçilerin bakanlıkça açık ve net olarak tespit edilebildiği, bu hali ile kanun gerekçesinde düzenlen resmi kayıtların güncellenmesi amacının sistem üzerinden eş zamanlı gerçekleştiği kanaati ile yetki tespiti başvurusunda, çekilme iradelerini açıklayan ve sayıları bakanlıkça da denetlenebilen işçiler, Mahkememizce üye sayısında dikkate alınmamıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle davalı sendikanın başvuru tarihi itibarı ile davacı işverene ait işyeri nezdinde 230 işçinin çalıştığı ve bunlardan 108 tanesinin davalı Sendikaya üye olduğu, işyeri toplu iş sözleşmesinin yapılabilmesi için yukarıda bildirilen kanun maddesi uyarınca başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının üye bulunması gerektiği, ancak üyelik oranının yarı orandan az (%46 oranında) kaldığı tespit edilmekle bakanlık yetki tespitinin iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
    İstinaf başvurusu :
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalılar istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince de İlk Derece Mahkemesi kararında yer alan benzer gerekçelerle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalılar temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa"nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
    Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir(Günay, Cevdet İlhan: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, Ankara, 2013, s. 942).
    6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun (STİSK) “Yetki” başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
    6356 sayılı STİSK’nın “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42 nci maddesine göre ise “Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir. Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir. İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir. Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz…”
    Yine aynı Kanun"un “Yetki İtirazı” başlıklı 43 üncü maddesine göre de, “Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir. İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde üçünden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz. İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve karar temyiz edildiği takdirde Yargıtay tarafından on beş gün içinde kesin olarak karara bağlanır. 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde üçünü üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır. İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
    Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 21/02/2018 tarih ve 14527 sayılı yetki tespit kararı ile 19/02/2018 başvuru tarihi itibariyle davacı işverene ait 1045859 sicil numaralı işyerinde çalışan işçi sayısının 231 olduğu, sendika üye sayısının 117 olduğu gerekçesiyle davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığı belirlenmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçeyle davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçelerle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine göre, yetki tespiti için başvuru tarihinden önceki 10 günlük süreçte (09/02/2018 ilâ 17/02/2018 tarihleri arasında) 9 işçinin davalı sendika üyeliğinden çekildiği görülmektedir.
    6356 sayılı STİSK’nın “Sendika üyeliği ve üyeliğin kazanılması” başlıklı 17 nci maddesinin beşinci fıkrasına göre “Sendikaya üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunda bulunulması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılır. Üyelik başvurusu, sendika tarafından otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik talebi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir neden gösterilmeden üyelik başvurusu kabul edilmeyenler, bu kararın kendilerine tebliğinden itibaren otuz gün içinde dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi hâlinde üyelik, red kararının alındığı tarihte kazanılmış sayılır.”
    STİSK’nın “Sendika üyeliğinin sona ermesi ve askıya alınması” başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre ise; “(2) Her üye, e-Devlet kapısı üzerinden çekilme bildiriminde bulunmak suretiyle üyelikten çekilebilir. E-Devlet kapısı üzerinden yapılan çekilme bildirimi elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaşır. (3) Çekilme, sendikaya bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanır. Çekilenin bir aylık süre içinde başka bir sendikaya üye olması hâlinde yeni üyelik bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır.”
    6356 sayılı STİSK’nın 19 uncu maddesinde yer alan çekilmenin bir ay sonra geçerlilik kazanacağına dair düzenlemenin gerekçesi “Çekilme kararının sendikaya tebliğini izleyen bir ay içinde bir başka sendikaya üyelik başvurusu kabul edilse bile üyelik ilişkisinin bir ayın sonunda geçerli olması, sendika güvenliğinin korunması ve resmi kayıtların güncellenmesi amaçlanmaktadır.” şeklindedir.
    “Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik” in “Üyelikten çekilme” başlıklı 10 uncu maddesine göre ise;
    (1) İşçi sendikası üyeliğinden çekilme, e-Devlet kapısı üzerinden çekilme bildiriminde bulunmak suretiyle gerçekleşir. Çekilme bildirimi elektronik ortamda eş zamanlı olarak Bakanlığa ve sendikaya ulaşır.
    (2) İşveren sendikası üyeliğinden çekilme başvurusu işveren tarafından sendikaya yapılır. İşverenin tüzel kişilik olması halinde yetkili organın çekilmeye ilişkin almış olduğu kararın örneği başvuruya eklenir. Çekilme bildirimi sendika tarafından e-Devlet kapısı üzerinden Bakanlığa bildirilir.
    (3) Çekilme, sendikaya bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanır.
    (4) Çekilenin bir aylık süre içinde başka bir sendikaya üye olması hâlinde, yeni üyelik bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır.
    (5) Çekilmenin hüküm ve sonuç doğuracağı bir aylık süre içerisinde, işçinin üyelik başvurusunda bulunduğu sonraki sendika üyeliğinden de çekilerek bir önceki sendikasına yeniden üye olması halinde, sendika üyeliği kesintisiz bir şekilde devam eder.”
    Belirtilen mevzuat hükümlerine göre, üyelikten çekilme işleminin söz konusu olması halinde, çekilme, sendikaya bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanacaktır. Çekilenin bir aylık süre içinde başka bir sendikaya üye olması hâlinde yeni üyelik bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır. Söz konusu düzenlemelerden açıkça anlaşılacağı üzere, çekilme ve yeni üyelik durumunda, bir aylık süre tamamlanmadan yeni sendikaya üyelik gerçekleşmeyecektir.
    Bu itibarla, sendika üyeliğinden çekilme durumunda, üyeliğin bir ay daha devam edeceği hususu tartışmasız olduğu gibi, kanuni düzenleme de yoruma yer bırakmayacak şekilde açıktır. Diğer taraftan, bu düzenlemenin amacının da “sendika güvenliğinin korunması” olduğu hususu madde gerekçesinde belirtilmiştir. Nitekim öğretide de, bu düzenlemenin amacının, sendika üyeliklerine nispi bir istikrar getirerek yetki prosedürü sırasında toplu üye değişikliklerini önlemek olduğu ifade edilmiştir (Sur, Melda: İş Hukuku Toplu İlişkiler, Ankara, 2017, s.151).
    Somut uyuşmazlıkta, 9 işçi 09/02/2018 ilâ 17/02/2018 tarihleri arasında sendika üyeliğinden çekilmiştir. Buna göre STİSK’nın 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre bir aylık sürenin son günü dikkate alındığında 9 işçinin başvuru tarihinde sendika üyeliğinin devam ettiği tartışmasızdır.
    Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının dava konusu yetki tespit kararında bir hata bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
    Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun"un 43’üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davanın REDDİNE,
    3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
    4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı ...-Gıda İş Sendika"sının yaptığı 75,45 TL, davalı ..."nın yaptığı 268,15 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,

    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 3.400,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 03/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi