Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi  raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, iddianın ispat edildiği gerekçesiyle dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının düzeltilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının  kayden paydaş olduğu dava konusu 756 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında H... olan baba adının sehven Kemal olarak yazıldığını   ileri sürerek tapu kaydının H... kızı H... Ç... olarak düzeltilmesi isteği ile eldeki davayı açtığı, 756 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında davacının baba adının hatalı şekilde yazıldığı, ancak  oluşan  tapu kaydında bu yanlışlığın giderildiği anlaşılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemece her ne kadar kadastro tutanağında düzeltme yapılmış ise de, idari nitelikteki tutanağın düzenlenmesi sırasında oluşan hataların yine idarece düzeltilmesi gerekir. Ancak, dava açılan bu gibi durumlarda, tapu malikinin davacı ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir.
Hal böyle olunca, tapu malikinin kadastro tutanağında hatalı yazılan baba adının düzeltilmesi mümkün olmadığından, mahkemece “dava konusu taşınmazın kadastro tutanağında tapu maliki olarak görünen K... kızı H... Ç... ile davacı H... kızı H... Ç..."in aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken kadastro tutanağındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.09.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.