Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/597
Karar No: 2020/3468
Karar Tarihi: 25.06.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/597 Esas 2020/3468 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/597 E.  ,  2020/3468 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ile aralarında imzaladıkları Sağlık Hizmetleri Satın Alma Sözleşmesi ve Sağlık Uygulama Tebliğinin ilgili maddeleri gereğince düzenlenen faturalardan 2013 yılı Nisan ayı faturasında bazı hastalara uygulanan işlemlere ilişkin olarak 01.07.2013 tarih ve 35371153-02 sayılı komisyon kararı ile işlem bedelinde kesinti yapıldığını, söz konusu komisyon kararı ile yapılan kesintinin iptaline ve 44.334,28 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; açılan davanın kabulü ile, davalı tarafından davacı şirket aleyhine 01.07.2013 tarih ve 35371153-02 sayılı komisyon kararı gereği yapılan toplam 44.344,28 TL miktarındaki kesinti işleminin iptali ile davacı şirketin dava konusu kesinti işlemi nedeniyle davalı idareye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK" nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca; Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK" nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
    HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Somut olayda; mahkemece, gerekçe kısmı itibariyle hükme esas alınan 23.03.2015 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; 4 adet faturaya ilişkin olarak toplam 6.698,75 TL"lik kesintinin yerinde olmadığının, davacı tarafça asıl alacağın 44.334,28 TL olduğu belirtilmekte ise de 37.635,53 TL farkın nereden kaynaklandığına açıklık getirilmediğinin, medula faturası sunulduğu takdirde gerçek alacaklarının ne olduğu hususunda görüş belirtebileceklerini, aksi takdirde davacının toplam alacağının 6.698,75 TL olduğu belirtilmiştir.
    Dairemizce söz konusu raporun ayrıntılı incelenmesinde ; sonuç kısmında belirtilen 4 adet fatura toplamının hesap hatası yapılarak 4.693,19 TL yerine 6.698,75 TL yazıldığı ve sonuç kısmına bilirkişilerce kesinti yersiz olduğundan davacı alacağı olarak kabul edilen ancak hesaplamaya dahil edilmeyen iki adet (... faturasındaki 2.312,28 TL kesinti ile ... faturasındaki 1.434,24 TL kesinti) faturanın da bulunduğu görülmüştür.
    Rapora ilişkin bir diğer çelişki ise; hastalar ... ve ..."in faturalarına ilişkin olarak; davacı dava dilekçesinde, yasal düzenleme doğrultusunda adı geçen hastalara kullanılan malzemeler ihale doğrudan temin sonuç bilgileri ekranına UBB kodları girilerek KİK fiyat ortalamasının alındığını, yaptığı işlemin doğru olduğunu bu nedenle kesintinin yerinde olmadığını beyan ettiği, söz konusu raporda ise davacının GMDN kodundan KİK ekran sorgulaması yapılarak fiyat ortalaması alındığı, bu doğrultuda faturalandırmanın yapıldığı, faturalamada fazla fiyat uygulamasının bulunmadığı, bu nedenle kesintinin yerinde olmadığı belirtilerek davacının iddiası ile çeliştiği halde davacı lehine karar verilmesi yönünde görüş bildirilmiştir. Diğer taraftan bilirkişiler raporundaki hasta Eslem İlçin"e ait faturaya ilişkin kesinti gerekçesi ile davalı kurum inceleme raporunda belirtiği kesinti gerekçeleri birbirinden farklı tespit edilmiştir.
    Bahsi geçen bilirkişi raporunda çelişkiler bulunmasına ve rapora taraflarca itiraz edilmesine rağmen Mahkemece, raporda sadece hesaplama hatası yapıldığı kabul edilerek yargılamaya devam edilmiştir. Davacı tarafça 2013 yılı Nisan ayına ait faturaların dosyaya eklenmesi üzerine alacağın yeniden hesaplanması amacıyla raporu hazırlayan sosyal güvenlik uzmanından alınan 10.11.2015 tarihli bilirkişi raporu ile, davacı tarafça medula faturaları ve hasta takip listelerinin birlikte sunulması gerektiği halde sadece 2013 yılı Nisan ayına ait faturaların sunulması nedeniyle mevcut belgeler doğrultusunda davacının toplam alacağının 6.698,75 TL olduğu konusunda görüş bildirdiği anlaşılmıştır.
    Bu rapor üzerine Mahkemece, 23.03.2015 tarihli bilirkişi raporunun gerekçe kısmının tespitleri doğru kabul edilip kesinti yapılan toplam 6 adet faturada davacının alacağının hesaplanması amacıyla hesap uzmanı Avukat bilirkişiden alınan 25.02.2016 tarihli raporda, faturalarda toplam 8.439,71 TL kesinti yapıldığı belirtilmiştir.
    Mahkemece, kesintinin yansıma bedelinin hesaplaması amacı ile de SSK Genel Müdürlüğü Emekli Başmüfettişinden 19.04.2016 tarihli rapor alınmış, rapora göre; 8.439,71 TL kesintinin yansımasının 44.334,29 TL olduğu belirtilmiş ve bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Oysa ki 23.03.2015 tarihli raporda; medula faturalarının sunulması halinde gerçek alacağın hesaplanabileceği, sosyal güvenlik uzmanının hazırladığı 10.11.2015 tarihli ek raporda ise medula faturaları ve hasta takip listelerinin birarada sunulması halinde alacağın net olarak hesaplanacağı belirtilmiştir.
    Yukarıda anlatıldığı üzere, mahkemece gerekçe kısmı itibariyle hükme esas alınan ancak gerekçe kısmı itibariyle de çelişkili bulunan rapora dayanılarak, karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi olgular çerçevesinde, davacının talebi, davalının inceleme raporu, sağlık hizmetleri satın alma sözleşmesi, konu ile ilgili genelgeler ve Sağlık Uygulama Tebliğ hükümleri birlikte değerlendirilerek, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman bilirkişilerden, davacı şirkete ait faturalarda yapılan kesintilerin haklı olup olmadığı noktasında, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporları hükme esas alınarak, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi