(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2011/32873 E. , 2013/2789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıklar ile birlikte eylemi gerçekleştiren ... isimli kişinin müştekiye ait aracı düz kontak ile çalıştırarak olay yerinden götürmesi ve daha sonra suça konu aracın terk edilmiş şekilde bulunması karşısında hırsızlık eyleminin tamamlandığı gözetilmeden sanıklar hakkında TCK"nın 35. maddesinin uygulanması, olay yerinde yakalanan sanıkların eyleme gözcülük yaparak hırsızlık suçuna doğrudan katıldıkları gözetilmeden haklarında TCK"nın 39. maddesinin uygulanması ve TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken çalınan aracın değeri dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerekirken, sanıklar hakkında alt sınırdan ceza tayin edilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Ceza Genel Kurulu"nun 04.03.2008 tarih ve 647/43 ile 23.03.2004 tarih ve 41/70 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; sanıklar hakkında olayda uygulama yeri olmayan TCK"nın 35 ve 39. maddelerinin uygulanmış olması sebebiyle, ceza 7 ay hapis olarak belirlenmiş ve hükümden sonra 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 5728 sayılı Yasanın geçici madde: 1/1.fıkrası yollamasıyla, aynı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/5-14. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanabilirlik sınırları içerisine girmiş ise de; suçu inkar ederek etkin pişmanlık iradesi göstermeyen sanıkların sabit kabul edilen eylemlerinin asıl cezasının 2 yıl 4 ay hapis cezası olacağından ve aksi hal sanıkların; önceki yanılgılı uygulamalar nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasını sağlayacak, sanıklara daha önce tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağından, hükmolunması gereken ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına olanak bulunmadığı ve sanıklar tarafından da doğruluğu kabul edilen nüfus kayıtlarının UYAP sisteminden alındığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceler benimsenmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargılama giderlerinin her bir sanığın sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, sanıklardan alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Alaattin Çırak"ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasındaki “yargılama giderlerinin sanıklardan alınmasına’’ ilişkin bölümün çıkarılarak, “sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı; ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.