4. Hukuk Dairesi 2018/4271 E. , 2019/632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 03/08/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/01/2018 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 12/02/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalılardan asıl ... ve vekili Avukat ... geldiler, diğer davalı ... adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkiline ait iş makinesinin davalılarca hırsızlık ve cürüm delillerini saklama suçları işlenmek suretiyle alınması nedeniyle davalılar aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/93 esasına kayden açtığı davanın fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak kabul edildiğini, kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, iş makinesinin müvekkiline teslim edilmediğini belirterek, anılan davanın dava tarihine (16/03/2007) kadar olan ve saklı tutulan kazanç kaybı ile 16/03/2007 tarihinden iş bu temyize konu eldeki davanın dava tarihine kadar olan kazanç kaybının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın zamanaşımına uğradığını ve esastan da reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece 31/10/2013 tarihli ilk kararında; davanın kabulüne hükmedilmiş, davalıların temyizi üzerine karar, Dairemizin 10/02/2015 gün, 2014/7737 esas, 2015/1389 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamında; davalılardan ..."na yapılan dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğu, buna rağmen yargılamanın yürütüldüğü ve davalının savunma hakkının kısıtlandığı belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davalı ... vekiline davaya dair beyan ve delillerini bildirmek üzere süre verilmiş, davalı vekili ilk hükmün temyiz dilekçesinde de ileri sürdüğü zamanaşımı defini yinelemiştir. Dairemizin Mahkemece de uyulan bozma ilamının kapsamı ve usulî kazanılmış hak gözetildiğinde; davalı ..."ın zamanaşımı defi süresindedir. Davalı ... yönünden ise; yargılamanın başında ve süresinde zamanaşımı defi ileri sürülmüş, ilk hükmün temyizinde de bu husus açıkça temyiz nedeni yapılmıştır. Şu halde öncelikle davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Zamanaşımı, bir talep veya dava hakkının, kanunda tayin edilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla, borçluya borcunu ödememe imkanı veren bir hukukî müessesedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme niteliğini ortadan kaldırır.
Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesi uyarınca; haksız fiilden doğan zararın tazminine ilişkin davalar, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar, ancak dava ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Ceza zamanaşımında sürenin başlangıcı olay tarihi olup zarar ve zarar verenin öğrenilmesinin bir önemi bulunmamaktadır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; gerek derecattan geçerek kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/93 esas sayılı dosyası, gerek davalılar hakkında hırsızlık ve cürüm delillerini saklama suçlarından görülen ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/9 esas sayılı ceza dosyası, gerekse temyize konu dava dosyası kapsamından; davacıya ait olan davaya konu iş makinesinin davalı ... tarafından davacının izni olmadan alındığı, davalı ... tarafından davalı ..."ın yetkilisi olduğu ... İnş. Proje Mob. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına iş makinesi hurdası olarak 2.000,00 TL bedelli, 08/05/2003 tarihli satış faturası düzenlendiği, adı geçen şirketçe de iş makinesinin 20/05/2003 tarihli fatura ile dava dışı ..."a satılarak teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Davalılara atılı hırsızlık ve cürüm delillerini yok etme suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK"nın 102/4. maddesine göre ceza zamanaşımı süresi beş yıldır. Davalıların davaya konu eylemleri devam eden nitelikte bir eylem olmayıp gelişen durum da söz konusu değildir. Olay tarihi 20/05/2003, dava tarihi 03/08/2012 olup 818 sayılı BK"nın 60. maddesi uyarınca ceza zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin işin esasına girilerek davalıların tazminatla sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalı ... yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.