1. Hukuk Dairesi 2021/3068 E. , 2021/5877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen 25.09.2017 gün 2017/761 Esas, 2017/789 Karar sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.10.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, başka gelen olmadı, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşüldü;
Dava tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü ... ada ... parsel 2.943,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... ve ... adına, ... ada ... parsel sayılı ve 1.029,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise ... ve ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiş, bilahare ... ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki payını ...’a satmıştır.
Davacı ... , temyize konu ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların kök muristen intikal ettiği, taksim edilmediği iddiasına dayanarak tapu kayıtlarının iptali ile 1/... miras payının adına tescili istemiyle, ayrıca taşınmazlar üzerindeki yapıları kardeşi ... ile birlikte yaptıklarından yapıların 1/2 payının kendisine ait olduğunun beyanlar hanesine şerh edilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalılar, çekişmeli taşınmazların üzerindeki yapıların kendi murisleri ... tarafından yapıldığını, taşınmaza karşılık davacıya başka taşınmaz verilmek suretiyle bu iki taşınmazın taksim edildiğini , bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, taşınmaz üzerindeki yapıların oluşumunda davacının katkısının bulunmadığı, taşınmaza karşılık davacıya başka taşınmaz verildiği ve davacının bu taşınmazı 3. şahsa sattığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince, davacılar vekilini istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı ..., temyize konu taşınmazların ortak muristen geldiği ve taksim edilmediği bu nedenle çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini, ayrıca taşınmazlar üzerindeki yapıları davalıların murisi ... ile birlikte oluşturmaları nedeniyle taşınmazların üzerindeki yapıların ½ payının kendisine ait olduğunun beyanlar hanesine işlenmesi istemiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesince, muhdesatların oluşumunda davacının payının bulunmadığını, çekişmeli taşınmazlara karşılık olarak başka taşınmaz verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi ise davacı ... ile davalıların murisi ...’ın 1980 yılında ayrıldıklarını, muhdesatların bu tarihten sonra oluşturulduğunu, tespit tarihi olan
2008 yılına kadar ...’ın zilyetliğinin devam ettiğini ve davacının bu duruma itiraz etmediği, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın davacı adına, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ise davalıların murisi ... adına tespit edilmesi ve tutanaklardaki açıklamalar göz önüne alındığında davacının çekişmeli taşınmazlar üzerine hakkının bulunmadığını belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar vermiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesine konu ettiği tarafların ayrılma tarihi dosya kapsamı ile sabit olmadığı gibi, davacı çekişmeli taşınmazların annesi ...’dan gelen yerler olduğunu ve taksim edilmediği iddiasına dayandığı halde ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı incelendiğinde söz konusu taşınmazın davacının babasına ait iken 1990 yılında davacıya hibe ettiğinin belirtildiği( davacı ve davalıların murisi ... üvey kardeştir), yine Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde belirtilen ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ise 20 yılı aşkın zamandır 10/30 payının davalıların murisi ... oğlu ...’ın zilyetliğinde olduğu belirtilerek 10/30 payı ... adına tespiti yapılmış olduğunun anlaşıldığı, çekişmeli taşınmazların taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise davacıya karşılık olarak hangi taşınmazın verildiği belirlenmemiş, gerekçeye konu taşınmazların çekişmeli taşınmazlara karşılık olup olmadığı anlaşılamamış, muhdesatların oluşumunda davacının katkısının olup olmadığı var ise ne şekilde bir katkısının olduğu yeterince araştırılmamış, bu konuda alınan beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, önceki keşifte dinlenen taraf tanıkları ile HMK 31. madde uyarınca taraflardan yeniden tanık göstermeleri istenerek bu yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, fen bilirkişisi katılımı ile keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıklar taşınmaz başında usulüne uygun bir biçimde ayrı ayrı dinlenerek çekişmeli taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin hangi tarihten beri hangi nedenle ve kimde olduğu, taşınmazlar müşterek muristen geliyorsa murisin terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taksimin ne zaman yapıldığı, taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılıp katılmadığı, çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği, diğer mirasçılara ve davacıya nerelerin verildiği, tarafların ne zaman ve ne şekilde ayrıldıkları, çekişme konusu evlerin ayrılmadan önce mi yoksa sonra mı yapıldığı, davacının muhdesatların oluşumuna katkısı olup olmadığı, var ise ne şekilde katkıda bulunduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 21/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.