3. Ceza Dairesi 2019/2721 E. , 2019/4305 K.
"İçtihat Metni" Silahla kasten yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince (üç kez) 2.000,00 Türk Lirası ve 1.800,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi gereğince 3 yıl denetime tabi tutulmasına dair Bulanık Sulh Ceza Mahkemesinin 15.01.2013 tarihli ve 2009/142 Esas, 2013/143 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 86/3-e, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince (üç kez) 2.000,00 Türk Lirası ve 1.800,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bulanık Asliye Ceza Mahkemesinin 09.11.2017 tarihli ve 2017/109 Esas, 2017/118 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 30.01.2019 tarih ve 2018/10019 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.02.2019 tarih ve 2019/12095 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, kayden 30.12.1990 doğumlu olan suça sürüklenen çocuğun suç tarihi olan 08.08.2008 tarihi itibariyle 15-18 yaş grubu aralığında bulunduğu, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ise 28.05.2013 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı öncesinde hiç savunmasının alınmadığı, denetim süresi içerisinde 26.11.2015 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/8. maddesi son cümlesi gereğince 28.05.2013 ile 26.11.2015 tarihleri arasında dava zaman aşımı süresinin duracağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 66/2 ve 66/1-e maddeleri gereğince asli dava zaman aşımı süresinin ise 5 yıl 4 ay olduğu dikkate alındığında, zaman aşımını en son kesen iddianame tarihi olan 03.06.2009 gününden sanığın savunmasının alındığı 09.11.2017 tarihine kadar bu sürenin geçtiği ve suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının dava zaman aşımının dolduğu gözetilmeden, davanın düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmasında,
Kabule göre de, 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (e) bendinde yer alan “Mağdurun veya suçlan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar” şeklindeki düzenleme gereğince suça sürüklenen çocuklar yönünden üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis cezasını gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamına alındığı cihetle, somut olayda suça sürüklenen çocuğa atılı 5237 sayılı Kanun’un 86/2 ve 86/3-e maddelerinde düzenlenen suçun üst sınırının 3 yılı aşmadığı cihetle uzlaşma kapsamında kaldığı, 5271 sayılı Kanun"un 254. maddesine göre öncelikle dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Bulanık Asliye Ceza Mahkemesinin 09.11.2017 tarihli ve 2017/109 Esas, 2017/118 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının CMUK"un 322/1. ve CMK"nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.