
Esas No: 2021/16002
Karar No: 2022/1540
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/16002 Esas 2022/1540 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanık ile mağdurun gönül ilişkisi bulunduğu ve sanığın mağdureye sarılarak dudağından öptüğü tespit edilmiştir. Mağdurun on beş yaşını tamamlamamış olması nedeniyle rızasının hukuki olarak geçerli sayılmayacağı kararlaştırılmıştır. Bunun sonucunda, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği ve mahkumiyet hükmüne varılması gerektiği kararlaştırılmıştır. İlk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan istinaf başvurularının esastan reddine kadar verilmesi gerekirken, sanığın beraatine karar verildiği belirtilmiştir. Bu nedenle, 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi gereğince karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 237/2, 280/1-a ve 303/1-a maddeleri, 5237 sayılı TCK'nın 109/1, 3-f, 5 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesine göre Bakanlığın çocuğa karşı işlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda, davaya katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunduğundan, Bakanlık vekilinin katılma talebinin reddine ilişkin 16.03.2017 tarihli ara kararının kaldırılarak, 2019/6 Esas sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı ile 5271 sayılı CMK.nın 237/2. maddesi gözetilerek, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasına ve vekilinin de katılan vekili olarak kabulü ile yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK'nın 280/1-a ve 303/1-a maddelerinin açık hükümleri karşısında, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanık ile suç tarihi itibariyle on üç yaşı içerisinde bulunan mağdure arasında gönül ilişkisi bulunduğu, mağdurenin olay günü okuldan kaçarak, arkadaşı ... tarafından sanığın kuzenine ulaştırılmak üzere kendisine verilen mektubu iletmek için sanığın evine gittiği, bir kaç saat birlikte vakit geçirdikleri, bu süreçte sanığın mağdureye sarılarak onu bir kez dudağından öptüğü, mağdurenin okulda olmadığını öğrenen müşteki anne ... ve ağabeyi tanık ...'ın eylemin gerçekleştiği eve gelerek mağdureyi bulup götürdükleri tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.12.2015 tarihli 2014/14-198 Esas- 2015/428 Karar, 17.02.2015 tarihli 2014/14-307 Esas- 2015/8 sayılı kararları nazara alındığında, on beş yaşını tamamlamamış olan mağdurenin kendi özgür iradesi ile serbestçe hareket etme hakkı niteliği itibariyle üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabileceği bir hak olmayıp, bu
hakkının ihlaline yönelik olarak sanık tarafından gerçekleştirilen eylemlerle ilgili gösterdiği rıza hukuken geçerli sayılmadığından, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 109/1, 3-f, 5 maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan istinaf başvurularının esastan reddine kadar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dosya kapsamına uymayan gerekçeyle, sanığın beraatine karar verilmek suretiyle istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı ve katılanlar vekillerinin yerinde görülen temyiz taleplerinin kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 2018/1239 Esas- 2019/829 Karar sayılı hükmünün CMK'nın 302/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi gereğince dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.