20. Hukuk Dairesi 2014/2111 E. , 2014/6259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve katılan ... Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 193 ada 15 ve 16, 196 ada 1 ve 197 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 218,91 m², 578,66 m², 2636,71 m² ve 1483,26 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tesbit edilmişlerdir. Davacı ... vekili, 16.10.2006 tarihli dilekçesiyle, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Orman Yönetimi ise, 09.05.2011 tarihli harçlı dilekçesiyle; dava konusu taşınmazların orman vasfıyla tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının reddine, katılan ... Yönetiminin davasının ise kabulüne ve dava konusu ...Köyü, 193 ada 15 ve 16, 196 ada 1 ve 197 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptali ile taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı gerçek kişi vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15/04/2013 tarih ve 2012/13180 - 4417 sayılı kararı ile davacının temyizi yönünden reddedilmiş, Hazinenin temyizi yönünden bozulmuştur.Hükmüne uyulan ret-bozma kararında özetle; “1) Davacı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazlar kesinleşen orman tahdidi dışında iseler de, eski tarihli resmî belgelerde kısmen orman sayılan yerlerden oldukları gibi, 15.10.2009 günlü keşif tutanağında yer alan mahkeme gözlemine göre, dava konusu taşınmazların taşlık ve köklü kayalar ile kapalı olduğu açıklanmış, aynı keşifte görev alan ziraatçı bilirkişi ... tarafından tanzim edilen 23.01.2010 tarihli raporda taşınmazların içerisinde % 10 ile % 20 arasında köklü taşların olduğu ve taşlık ve kayalıkların arasında yer yer tarla tarımı yapıldığı ifade edilmiştir. Taşlık bir yer, kural olarak; Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden sayılır. Bu tür yerlerin doğal yapısı ve nitelikleri itibarıyla ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi olarak tasarruf edilecek yerlerden bulunmamaları nedeniyle, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün bulunmamaktadır. Böyle bir yer, ancak; 3402 sayılı Kadastro Kanunun 17. maddesinde belirtilen koşulları mevcut ise imar ve ihya yolu ile kazanılabilir. Taşlık olan yer de ihya olgusu olmaksızın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemeyeceğine göre, mahkemece, davacı ...’un davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2) Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece, dava konusu taşınmazların eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre, orman sayılan yerlerden oldukları gerekçesiyle, katılan ... Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; kural olarak, kesinleşmiş tahdidin varlığı halinde, bir taşınmazın orman niteliği, kesinleşen bu orman tahdit haritasının uzman orman mühendisi yardımıyla uygulanması ile ve taşınmazın konumunun bu tahdit haritası ile irtibatlı bir şekilde belirtilmesi sonucu saptanır. Somut olayda, ...Köyünde 2002 yılında kesinleşmiş orman kadastrosu bulunduğuna ve davada Hazine davalı olduğuna göre, sorunun çözümünün, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması suretiyle yapılması gerekecektir.Bu itibarla, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların yörede 20.03.2002 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında oldukları saptandığına göre, katılan davacı ... Yönetiminin açtığı davanın reddine ve taşınmazların tesbit gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi gerekirken, orman kadastrosu öncesinin araştırılması yoluna gidilerek, memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki duruma göre karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.Ayrıca, davacı gerçek kişinin açtığı dava reddedildiğine göre, vekille temsil edilen davalı Hazine yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, Hazine lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi de doğru değildir.” denilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davacının ve müdahil davacının davasının reddine, çekişmeli Yaka Köyü 193 ada 15 ve 16, 196 ada 1 ve 197 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve katılan ... Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 20.03.2002 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılıp, hüküm kurulmuş olmasına ve bozmanın kapsamının dışında kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı ... ve katılan ... Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 09/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.