3. Hukuk Dairesi 2021/890 E. , 2021/12028 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, yapılan denetimde eczanesinde kupürü kesik ilaç, kupür ve ... karnesi bulunması nedeniyle Kurumca; Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacılar Birliği"ne üye eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2007 protokolünün 6.3.10. maddesi uyarınca 6 ay süre ile sözleşmesinin feshedilmesine ve 97.562,70 TL cezai şart tutarının tahsiline karar verildiğini, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/470 esas sayılı dosyasında fesih işleminin iptali talepli açtığı davanın 20/09/2012 tarihinde kabul edildiğini, davalı kurumun ilgili kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 14/05/2013 tarih ve 2013/2709 Esas 2013/12369 Karar sayılı ilamı ile onandığını ve davalının karar düzeltme talebinin de reddedildiğini, hükmün 22/01/2014 tarihinde kesinleştiğini, bu halde davalı kurumun 08/09/2008 tarih ve B.13.1.SGK.0.14.00.01 sayılı işleminin dayanağının kalmadığını, ayrıca hakkında ... Cumhuriyet Savcılığı"nın 2008/270 soruşturma 2014/469 karar sayılı dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kesinleşmiş karar olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız uygulandığı tespit edilen 97.562,70 TL cezai şartın kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; cezai şart işleminin iptaline ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığını, protokol maddesinde eczanede kupür bulundurulması halinde cezai şart uygulanması gerektiğinden davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı lehine sonuçlanan Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/470 esas sayılı dosyasında verilen karar sonrasında aynı işleme bağlı olarak Kurumca
uygulanan cezai şart işleminin de dayanağının ortadan kalktığı anlaşıldığından alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamıyla davanın kabulüne; 97.562,70 TL alacağın 03/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazı bakımından
Dava; davacının eczanesinde bulunan kupürü kesik ilaçlar, kupürler ve ... karneleri nedeniyle Kurumun, Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacılar Birliği"ne üye eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2007 protokolünün 6.3.10. maddesine dayanarak uyguladığı 97.562,70 TL cezai şartın tahsili işleminin yerinde olmadığı gerekçesiyle cezai şartın kesinti yapıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece; Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/470 esas sayılı davası neticesinde işlemin dayanağının ortadan kalktığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmişse de, dava dilekçesiyle kesinti tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olmasına rağmen, temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği görülmektedir. Oysaki davalı Kurumun haksız işlemi olan; davacının kendisinden olan alacaklarından cezai şart bedeli kesintisi, yani kesinti tarihi itibariyle ödenmeyen kısım için temerrüde düştüğü açık olduğuna göre, kesinti tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru olmayıp, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK"nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1. bendinden “03/04/2014” tarihinin çıkartılarak yerine “kesinti” kelimesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.