3. Hukuk Dairesi 2013/6550 E. , 2013/10541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... ve davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalılardan ... arasında imzalanan 19.09.2006 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince, dava konusu 7 nolu dairenin mülkiyetine karşılık 37.000 ... satış bedelinin tamamının davalı şirket tarafından verilen diğer davalı ..."ın hesabına yatırarak ödendiğini, taşınmaz satım bedelinin tamamının ödenmesine rağmen taşınmazın davacı adına tapuda tescilinin gerçekleştirilmediğini belirterek 37.000...satış bedelinin dava tarihindeki TL karşılığının hesaplanarak sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı...İnş. Ltd. Şti adına çıkartılan tebligat usulüne uygun tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
Davalı ... vekili, davacılar tarafından ödenen satım bedelinin tamamının eksiksiz bir şekilde diğer davalı...İnş. Ltd. Şti"ne verilmiş olup, bu konuda davalı...İnş. Ltd. Şti tarafından 30.12.2006 tarihli ibraname verildiğini, satıcı müteahhit şirketin davacı alıcılara verdiği talimat nedeniyle satım bedelinin davalı ... hesabına gönderildiğini, ancak davalının sözleşmenin tarafı olmaması ve davalı hesabına gönderilen satım bedelinin diğer davalı...İnş. Ltd. Şti"ne verilmesi nedeniyle davayla ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; sözleşme gereğince davacılar tarafından toplam 37.000..."nin davalılar adına ..."ın hesabına yatırıldığı, her ne kadar davalı ..., hesabına yatırılan parayı diğer davalıya aktardığını beyan etmiş ise de, geçersiz sözleşme nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan iade yükümlülüğünden kurtarmayacağı anlaşıldığından ödenen bedelin TL karşılığından davacının talebi ile bağlı kalınarak 80.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK"nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.
Haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Taraflar arasında düzenlenen 19.09.2006 tarihli harici satım sözleşmesi, taşınmazın devrini sağlamayan geçersiz bir sözleşmedir. Geçersiz sözleşmenin bulunması halinde taraflar aldıklarını birbirlerine geri vermek zorundadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun varlık sebebinde ise, haksız değer kaymalarının önlenmesi amaçlanmıştır.
Davada, geçersiz satış sözleşmesi gereğince TBK.nun 77-82.(BK.nun 61-66) maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talep edilmektedir.
Somut olayda, davacılar dava dilekçesinde, 37.000...satış bedelinin dava tarihindeki Türk parası karşılığı değerinin davalılardan tahsilini talep etmiş olmasına rağmen mahkemece; 37.000...satış bedelinin dava tarihindeki Türk Parası karşılığının belirlenerek buna göre hüküm kurulması gerekirken, HMK"nun 26.maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde, dava dilekçesinde gösterilen harca esas miktara hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak; dava dilekçesi ve dosyaya davacılar tarafından sunulan, dava konusu taşınmaza ilişkin elektrik faturasından, davacının taşınmazı halen elinde bulundurduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında, tapulu taşınmazın mülkiyetinin geçirilmesini amaçlayan sözleşme resmi biçimde düzenlenmediği için geçersizdir. Geçersiz sözleşme çözülürken mahkemece, davalının aldığı satış bedelinin iadesine karar verilmesi sırasında davacının da elinde bulundurduğu taşınmazın davalıya aynı anda ve zamanda iade edilmesi gerekir.
Öyle ise mahkemece; davacının dava dilekçesinde ve yargılama sırasında verilen dilekçelerinde taşınmazı halen kullandığını belirtmesi karşısında, bu durum araştırılarak taşınmazın davacının elinde olması durumunda bu taşınmazın davalı tarafa iade edilmesi (birlikte aynı anda ifa edilmesi) şartıyla, ödenen satış bedelinin davacıya iade edilmesi gerekirken, yanılgılı degerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise; davacı, satın almış olduğu taşınmazı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz de talep edemez. Mahkemece, hükmedilen alacaklara taşınmazın iadesi tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu husus gözardı edilerek, taşınmazın iadesine karar verilmediği gibi, hükmedilen alacağa da dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.