8. Hukuk Dairesi 2012/12387 E. , 2012/12673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı ... vekili tarafından Manavgat İş Mahkemesi"nin 27.10.2010 tarih 2009/138 Esas, 2010/278 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen ücret alacağı, fazla çalışma ve bayram tatili ücreti ile ilam feri alacaklarının tahsili amacıyla 31.01.2011"de icra takibi başlatılmıştır. Borçlu şirket vekili icra emri tebliği üzerine, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/801 Esas, 2009/150 Karar sayılı ilamıyla, şirketlerinin 25.03.2009 tarihinden itibaren 10 ay süreyle iflasının ertelenmesine ve tedbir olarak da aleyhinde takip işlemi yapılmamasına, yine 22.01.2010 tarihli ara kararı ile tedbirin devamına karar verildiğini, alacağında İİK.nun 206/1. maddesinde sayılan rüçhanlı alacak olmadığından, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, takip konusu ilamla işçinin borçlu şirkette 25.03.2007 ile 25.02.2008 tarihleri arasında çalıştığı döneme ilişkin alacağını talep ettiğinden, alacağın iflasın ertelenmesi tarihinden önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmediği için, İİK.nun 206/1. maddesindeki alacak kapsamında kalmadığından, takibin iptaline karar vermiştir. Alacaklı vekilinin, alacağın İİK nun 206/1. maddesinde sayılan imtiyazlı alacaklardan olduğundan, kararın bozulması istemiyle temyize geldiği görülmektedir.
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/801 Esas, 2009/150 Karar sayılı ilamıyla borçlu şirketin 25.03.2009 tarihinden itibaren 10 ay süreyle iflasının ertelenmesine ve tedbir olarak da aleyhinde takip işlemi yapılmamasına, yine 22.01.2010 tarihli ara kararı ile tedbirin devamına karar verildiği, ancak bu şikayet tarihinden sonra aynı mahkemece 28.12.2011 tarih ve 2010/531 Esas sayılı dosya üzerinde, tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 179/b maddesi hükmü gereğince, iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Ancak 206. maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, İİK.nun 206. maddenin birinci sırasındaki alacaklardandır.
Bu düzenlemeler işçiyi koruma amaçlı olup, iflâsın açılmasından öncesine ilişkin bir yıllık süre alt sınır olarak öngörülmüştür. Buna göre iflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine ilişkin ve erteleme süresi içinde doğan işçi alacakları bu madde kapsamında kabul edilmelidir. Aksi halde iflasın ertelenmesi süresinde tek geçim kaynağı ücreti olan işçinin korumasız bırakılması yasa koyucunun amacı ile bağdaşmayacaktır.
Somut olayda, takibe konu işçi alacağının tahakkuk tarihi 27/10/2010 (alacak ilamının karar tarihi) olup, 25/03/2009 tarihinde 10 ay süreyle iflasın ertelenmesine karar verildiğinden, takip konusu alacak İİK.nun 206. maddenin birinci sırasındaki alacaklardan olduğundan, İİK.nun 179/b-son. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesi süresi içinde haciz yoluyla takibi mümkün olmakla, bu davada verilen tedbir kararı takibi etkilemez. O halde mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 20.12.2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.