Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3301
Karar No: 2021/5913

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/3301 Esas 2021/5913 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/3301 E.  ,  2021/5913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil ve tenkis davaları sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine dair verilen kararın asıl ve birleştirilen davalarda davacı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleştirilen 2006/139 E., 2006/140 E. ve 2006/141 E. sayılı davaların kabulüne, birleştirilen 2006/153 E. sayılı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davalarda taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen 2006/139 Esas, 2006/140 Esas ve 2006/141 Esas sayılı dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis; birleştirilen 2006/153 Esas sayılı dava ise tenkis isteğine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen 2006/139 Esas, 2006/140 Esas ve 2006/141 Esas sayılı davalarda davacı, mirasbırakan babası ...’ın asıl davada dava konusu ... parsel sayılı taşınmazının ½ payını damadı olan davalı ...’e satış suretiyle, birleştirilen 2006/139 E. sayılı davada dava konusu ... parseldeki kalan ½ payını davalı damadı Kadir’e satış suretiyle, birleştirilen 2006/140 E. sayılı davada dava konusu ... parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdiyle davalı oğlu ...’e, birleştirilen 2006/141 E. sayılı davada dava konusu ... parsel sayılı taşınmazını da ölünceye kadar bakma akdiyle davalı oğlu ...’e temlik ettiğini, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazda daha sonra kat irtifakı tesis edilerek A Blok 1 nolu, C Blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına, B Blok 1 nolu bağımsız bölümün de davalı ... adına tescil edildiğini, tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiş; birleştirilen 2006/153 Esas sayılı davada ise, dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar mirasbırakana ait iken kadastro çalışmaları sırasında ½’şer eşit paylarla davalı oğulları ... ve ... adlarına tespit ve tescil ettirildiğini, saklı payının zedelendiğini ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine tüm mirasçıları tarafından davaya devam olunmuştur.
    Asıl davada davalı ..., dava konusu ... parselin ½ payını bedelini ödeyerek satın aldığını, uzun yıllardır ilaç firmasında çalıştığını alım gücünün bulunduğunu, mirasbırakanın dava dışı üçüncü kişilere de taşınmazlarını sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Birleştirilen 2006/139 E. sayılı davada davalı ..., dava konusu ... parselin ½ payını kadastrodan önce mirasbırakandan köy senedi ile bedelini ödeyerek satın aldığını ancak kadastro tespiti sırasında taşınmazın mirasbırakan adına yazılması nedeniyle daha sonra kendisine satış yoluyla devredildiğini, satışın gerçek olduğunu, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Birleştirilen 2006/140 E. sayılı davada davalı ... ve birleştirilen 2006/141 E. sayılı davada davalı ..., mirasbırakan babalarına ölünceye kadar en iyi şekilde baktıklarını, davacının ise mirasbırakanla ilgilenmediğini, ayrıca mirasbırakanın çok değerli taşınmazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Birleştirilen 2006/153 E. sayılı davada davalılar ... ve ..., dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında adlarına tescil edildiğini, mirasbırakanın başka taşınmazlarının ve bankada parasının da olduğunu, tenkis isteğinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    İlk derece Mahkemesince, asıl ve birleştirilen 2006/139 E., 2006/140 E. ve 2006/141 E. sayılı davalar yönünden, mirasbırakanın terekesinde bir çok taşınmazının bulunduğu, ölünceye kadar bakma akdi yönünden temliklerin makul sınırda kaldığı, mal kaçırma iddiasının kanıtlanamadığı, tenkis isteğine ilişkin birleştirilen 2006/153 E. sayılı davada ise davacının saklı payının ihlal edilmediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş, asıl ve birleştirilen davalarda davacı mirasçılarının istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, tenkis isteğine ilişkin birleştirilen 2006/153 E. sayılı davada davacının saklı payına tecavüz edilmediği saptanarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak muris muvazaasına dayalı asıl ve birleştirilen davalar yönünden temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak, asıl ve birleştirilen 2006/139 E., 2006/140 E. ve 2006/141 E. sayılı davaların kabulüne, birleştirilen 2006/153 E. sayılı tenkis davasının ise reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1925 doğumlu mirasbırakan İbrahim Togay’ın 06.11.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ..., davalı oğulları ... ve ... ile dava dışı çocukları ...(davalı ...’in eşi), ...(davalı ...’in eşi), ... ve ...’nin kaldıkları, mirasbırakanın ... parsel sayılı taşınmazını ½’şer paylarla damatları olan davalılar ... ve ...’e 03.08.1992 tarihli aynı akitle satış suretiyle temlik ettiği, ... parselde daha sonra 05.07.2002 tarihinde kat irtifakı tesis edilerek A Blok 1 nolu, C Blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına, B Blok 1 nolu bağımsız bölümün de davalı ... adına tescil edildiği; mirasbırakanın 03.08.1992 tarihli aynı akitle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazının tamamını davalı oğlu ...’e ve ... parsel sayılı taşınmazının tamanını da davalı oğlu ...’e ölünceye kadar bakma akdiyle temlik ettiği; 23.02.1988 tarihli kadastro tespiti ile de dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın üçüncü kişilerin davalılara satışından bahisle 1/2’şer payla davalılar ... ve ... adına, dava konusu ... parselin de mirasbırakanın davalı oğullarına bağışladığından bahisle 1/2’şer payla davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, tenkis isteğine ilişkin birleştirilen 2006/153 E. sayılı dava yönünden, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından bedeli ödenerek davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edildiğinin ispatlanamadığı, çekişmeli ... parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davacının saklı payının ihlal edilmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı ... mirasçılarının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
    Asıl ve birleştirilen 2006/139 E., 2006/140 E. ve 2006/141 E. sayılı davalarda davalıların temyiz itirazlarına gelince;
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nun 190. maddesi ile 4721 sayılı TMK"nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
    Somut olaya gelince; mirasbırakanın terekesinde değerleri belirlenen beş parça taşınmazının dava tarihindeki değerleri toplamının 615.627,00 TL olduğu, murisin değeri tespit edilmeyen başkaca taşınmazlarının da bulunduğu, ölünceye kadar bakma akdi yönünden temlik edilen taşınmazların sayı ve değerlerinin tüm mamelekine oranı gözetildiğinde makul sınırın aşılmadığı, satış yoluyla devredilen ... parsel sayılı taşınmaz yönünden ise muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, davacı ile mirasbırakanın beşeri ilişkilerindeki sorunların tek başına muvazaa olgusunu kanıtlamayacağı açıktır.
    Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davaların tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davalıların yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 21.10.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi