20. Hukuk Dairesi 2014/4055 E. , 2014/6412 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...Beldesi 101 ada 79 sayılı parsel, yörede 1954 yılında yapılan kadastro sırasında parsel numarası verilerek kadastro paftasında gösterilmiş, ancak, tapu kütüğündeki sayfası hoş bırakılmış, bugüne kadar tapuya tescil edilmemiştir.Davacı, taşınmaza 70-80 yıldan beri zilyet olduğunu, meyve bahçesi olarak kullandığını ileri sürerek, adına tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/06/2010 gün ve 2010/4420 - 7567 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1954 yılında yapılan kadastro sırasında, taşınmazın bulunduğu yere 101 ada 79 parsel numarası verilerek paftasında gösterildiği halde, tapu kütüğündeki sayfasının halen boş olduğu, mahkemece zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle taşınmazın davacı adına tescil edilmişse de, dava konusu taşınmazın 1954 yılında tesbit tutanağı düzenlendiği, malik hanesi boş olduğuna göre 3402 sayılı Kanunun 26/4 ve 30/2. maddesi gereğince davaya bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Görev konusu kamu düzeniyle ilgili olduğundan yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. O halde, davanın görev yönünden reddi ile dava dosyasının kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmelidir. Kabule göre de. 1954 yılında düzenlenen kadastro tutanağının nerede olduğunun tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden gereği gibi araştırılmaması, 1954 yılı kadastro askı ilânı sayfası getirtilerek parselin kim adına hangi nedenle tesbit edildiğinin belirlenmemesi ve tutanak aslı bulunamıyorsa ihya sureti ile yeniden tutanak düzenlettirilip bundan sonra yargılamaya devam edilmesinin düşünülmemiş olmasının dahi isabetsiz olduğu"na değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilmiş, yargılamaya kadastro mahkemesinde devam edilmiştir. Kadastro mahkemesince; davanın kabulüne ve dava konusu Uzuntarla Köyü 101 ada 79 nolu parselin tesbitinin iptali ile ... mirasçıları adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 1954 yılında yapılan kadastroda parsel numarası verilip tesbit tutanağı düzenlenen ancak tapuya tescil edilmeyen taşınmazın, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapuya tescili ve elatmanın önlenmesi istemiyle açılmış, kadastro tutanağının ihyası sonucunda kadastro tesbitine itiraza dönüşmüştür.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmış, 20.03.1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu 1954 yılında yapılmıştır.İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 12/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.