20. Hukuk Dairesi 2014/4353 E. , 2014/6413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı - karşı davalı ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 03/10/1988 havale tarihli dava dilekçesinde; miras yolu ile intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı 2 kıt’a taşınmazın ... mirasçıları olan vekil edenleri ile davalı gerçek kişiler adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, 02.07.2002 günlü rapor ve ekli krokide 1 numara ile gösterilen 33318, 2 numara ile gösterilen 41990 m2 yerin ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 8. Hukuk Dairesi"nin 28.09.2006 gün ve 2006/4964 - 5775 sayılı kararı ile bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Tescil konusu taşınmazların 06.02.1985 tarihinde ölen ...ten kaldığı ileri sürüldüğüne, davacılar ve dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taksim hakkında bir açıklamada bulunmadıklarına göre davanın ...’in tüm mirasçıları tarafından birlikte açılması veya bir kısım mirasçıların açmış olduğu davaya diğer mirasçıların katılmaları sağlanmak suretiyle ya da miras ortaklığına temsilci tayini suretiyle yürütülmesi gerekir....’in bir bölüm mirasçısı davacı, bir bölümü de davalı olarak davada taraf durumunu almıştır. Bir kısım mirasçıların davada davalı olarak gösterilmesi elbirliği mülkiyetinde davanın tüm mirasçılar tarafından açıldığı anlamına gelmez. Elbirliği mülkiyetinde birlikte tasarruftan hareket ilkesi olduğuna göre, tüm mirasçıların, tescil isteğini kapsayan davada yer almaları gerekir.Davalı olarak gösterilen diğer mirasçılar da açılmış bulunan davaya katıldıklarını bildirmediklerine göre, öncelikle, dava koşulunun yerine getirilmesi, tüm mirasçıların iştiraki sağlanmadığı takdirde, TMK."nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayini suretiyle davanın yürütülmesi gerekir. Davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir.İşin esasına gelince; davacılar vekili taşınmazların miras bırakan İsmail’den kaldığını ileri sürmüş olmasına rağmen davalı olarak gösterilen mirasçılardan davaya karşı koyan ..., bu yerlerin miras bırakan...’le ilgisinin bulunmadığını, üçüncü kişilerden 13.01.1980 günlü senetle satın ve devraldığını, zilyet bulunduğunu savunmuştur. Bu durumda, davacılar bu yerlerin miras bırakan ...’den kaldığını, davalı ...’de miras bırakanla ilgisinin bulunmadığını kanıtlaması gerekir. Dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları, tescil konusu yerlerin miras bırakan İsmail’den kaldığını, paylaştırma dışı bırakıldığını bildirmiş olmalarına rağmen, liste dışı dinlenen davalı tanığı ...davalı ... ile babası ...in bu yerleri daha önce birlikte tasarruf ettiklerini, sağlığında yaptığı paylaştırma sonucu bu yerleri ...ye bıraktığını, ayrıca bu yerler içinde...nin ...tan satın ve devraldığı bir kısım yerin de olduğunu bildirmiştir. Davalı ... vekilinin ileri sürdüğü 13.1.1980 günlü 11 dönüm yüzölçümlü senedin krokide 2 numara ile gösterilen yerin içerisinde kalan bölüme ait olduğunu ancak, sınırlarını kesin olarak bilmediklerini bildirmiştir. Davalı ... vekili, 13.4.1989 günlü liste ile tanıklarını mahkemeye bildirmiş, mahkemece bildirilen tanıkları dinlenilmeden başka kimseler dinlenilmiştir. HUMK."nun 274. maddesi hükmüne göre liste dışı tanık dinlenilmesi yasaktır. Bildirilen tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmediğine göre tanıkların usulüne uygun olarak çağırılıp dinlenmeleri, taraf tanıklarının beyanları arasında aykırılık meydana geldiği takdirde HUMK."nun 265. maddesi uyarınca bu hususun giderilmesine çalışılması, taşınmazların öncesi ve aidiyeti kesin olarak belirlendikten sonra esası hakkında hüküm kurulması gerekir. Bundan ayrı; davada hiçbir belgeye dayanılmadığına göre, miras bırakan İsmail bakımından da, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmü uyarınca miktar araştırması yapılması gerekir. Bu yön gözönünde tutularak 26.7.1972 tarihinden sonra aynı çalışma alanında miras bırakan İsmail adına tespit ve tescil edilmiş taşınmazlar bulunup bulunmadığının o yer Tapu Sicil Müdürlüğünden, dava olup olmadığının Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, tescil konusu taşınmazların kuru veya sulu niteliklerinin belirlenmesi"" gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yargılama devam ederken yörede 2008 yılında genel arazi kadastrosu başlamış, dava konusu taşınmazlar 102 ada 2 ve 105 ada 2 parsel olarak malik haneleri açık şekilde sınırlandırılıp mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece taşınmazlar hakkında tutanak düzenlendiğinden kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.Davacı ..."in 102 ada 8 parsele, davacı ..."in 102 ada 4 ve 6 parsellere, davacı ..."in 102 ada 7 parsele, davacı ..."in 102 ada 5 parsele, yine davacı ..."in 102 ada 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 11 parsellere yönelik kadastro mahkemesinde açtığı davalar bu dosya ile birleştirilerek yapılan yargılama devam ederken, 102 ada 11 sayılı parsele ilişkin dava, davacının feragatı üzerine bu dosyadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir. Mahkemece; 2008/36 Esas sayılı dava dosyası davacısı ..."in davasının reddine, birleşen 2011/1 - 2008/26 - 2008/27 - 2008/28 - 2008/34 - 2011/1 Esas sayılı dava dosyası davacılarının davalarının kabulüne,... İli, ... İlçesi, ...Köyü, ...Mevkinde yer alan 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit esnasında belirlenen vasıf ve yüzölçümü ile Karasu Sulh Hukuk Mahkemesinin 1989/389 Esas - 1990/30 Karar sayılı 05/02/1990 tarihli veraset ilâmında yer alan payları oranında muris ...mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesine "parsel üzerindeki iki katlı üç adet betonarme ev, ahşap atölye ve ahırmirasçılardan ... tarafından yaptırılmış ve kullanımında olup halen kendisine aittir." şeklinde 3402 sayılı Kanunun 19/2 maddesi uyarınca şerh düşülmesine,105 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2011/1 Esas sayılı dosyada dava konusu olmadığı anlaşılmakla, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... Mevkinde yer alan 105 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit esnasında belirlenen vasıf ve yüzölçümü ile ...oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,... İli, ...İlçesi, ... Köyü,... Mevkinde yer alan 102 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespitinin iptali ile, aynı vasıf ve yüzölçümü ile ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,... İli, ...İlçesi, ... Köyü,... Mevkinde yer alan 102 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespitinin iptali ile, aynı vasıf ve yüzölçümü ile...oğlu ...adına tapuya kayıt ve tesciline, ... İli, ...İlçesi, ... Köyü,... Mevkinde yer alan 102 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespitinin iptali ile, aynı vasıf ve yüzölçümü ile ...oğlu ...adına tapuya kayıt ve tesciline,... İli, ...İlçesi, ... Köyü,... Mevkinde yer alan 102 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespitinin iptali ile, aynı vasıf ve yüzölçümü ile...oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,... İli, ...İlçesi, ... Köyü,... Mevkinde yer alan 102 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespitinin iptali ile, aynı vasıf ve yüzölçümü ile ...oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,... İli, ...İlçesi, ... Köyü,... Mevkinde yer alan 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 29/08/2008 tarihli kadastro komisyonu kararı gibi tapuya kayıt ve tesciline,karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından 102 ada 2 ve 105 ada 2 sayılı parseller yönünden ve davacı - karşı davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 01/09/1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazlardan malik hanesi açık olarak gönderilen 102 ada 2 ve 105 ada 2 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu aynı zamanda 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kök muris...ten kaldığı ve taksime konu edilmediği anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, yine dava konusu 102 ada 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların ise adlarına tescil kararı verilen kişilerin zilyet ve tasarrufunda olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 12/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.