Esas No: 2020/8074
Karar No: 2021/8719
Karar Tarihi: 22.06.2021
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/8074 Esas 2021/8719 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Dava, iş kazası ölümünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ist... ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf talebinin HMK" nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin İş Mahkemesi sıfatı ile verdiği 2012/211 Esas 2016/443 Karar sayılı 27/12/2016 tarihli kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili dava ...çesinde özetle, müvekillerinin miras bırakanı ...in iş yerinde bulunduğu sırada kalp krizi nedeni ile vefat ettiği iddiasıyla davacı eş için 1.000,00- TL maddi, 1.000,00- TL manevi, davacı çocuk ... için 1.000,00- TL maddi, 500,00-TL manevi, davacı çocuk ... için 500,00- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacılar vekili 05/09/2016 tarihli talep artırım ...çesi ile maddi tazminat talebini eş yönünden 152.760,37-TL, çocuk ... yönünden 43.538,11-TL ye çıkarmıştır.
II-CEVAP
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Müteveffa sigortalının 18/02/2012 tarihinde geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat ettiği, hükme esas alınan kusur raporunda meydna gelen olayda %60 oranında kaçınılmazlık, davalının ise % 40 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, tarafların kusur oranı, kaçınılmazlık ve dosya kapsamı nazara alınarak davacı eşin 152.760,37-TL, çocuk ...‘ın 43.538,11-TL maddi zararının olduğunun tespit edildiği ve davacı eş için 1.000,00-TL manevi, çocuklar ... ve ... için ayrı ayrı 500,00-er TL tazminat takdir edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bilirkişi kuruluna kardiyoloji uzmanı bilirkişide dahil edilerek kusur yönünden rapor alındığı, anılan bu raporda davalı ve müteveffa sigortalının kusursuz olduğunun bildirildiği, İlk derece mahkemesi tarafından alınan kusur raporları ile alınan işbu kusur raporu arasında çelişki olduğundan yine içerisinde kardiyolog bilirkişinin bulunduğu ikinci bir heyetten rapor alındığı, bu raporda; davacılar murisi ...in kalbi ile ilgili rahatsızlığı olduğu, düzenli olarak kontrol altında olduğu ve kendisine kalp pili takılarak yaşamını sürdürdüğünün anlaşıldığı, dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde davalı ... Müdürlüğüne, üçüncü kişilere veya ölen ...e kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığı, bu olayın kaçınılmaz bir olay olarak değerlendirildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51. Maddesi çerçevesinde tazminat belirlenirken hakkaniyet ilkeleri gözetilerek işverenin %60, işçinin ise %40 kusurlu olduğunun kabulünün adil bir çözüm olacağı, denetime uygun hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu kapsamında davacı eş ..."in maddi zararının 321.715,29-TL olduğu, davalı idarenin %60"ı oranında yani 193.029,17-TL maddi tazminattan sorumlu olduğu, ancak bu davacı yönünden 05/09/2016 tarihli ıslah ...çesi kapsamında maddi zararın 152.760,07-TL olarak belirlenmesi nedeniyle taleple bağlı kalınarak bu miktara karar verilmesi gerektiği, davacı ... yönünden maddi zararının 52.099,18-TL olduğunun tespit edildiği, bu zararın %60"ına davalı idarenin katlanması gerektiğinden davacı ... yönünden maddi tazminatın 31.259,50 TL olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK" nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin İş Mahkemesi sıfatı ile verdiği 2012/211 Esas 2016/443 Karar sayılı 27/12/2016 tarihli kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz ...çesinde özetle; işverenin hukuki sorumluluğunun kusura dayanan sorumluluk olduğunu, idare aleyhine kusur atfedilmemesine rağmen tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, idarenin, sürücü operatörü olarak göreve başlayan ...in kalp rahatsızlığına ilişkin olarak sunduğu sağlık raporu sebebiyle, mal bakıcısı/bekçi gibi daha hafif bir pozisyona çektiğini, ölüm belgesinden ve SGK Başmüfettişince düzenlenen tutanaktan ve diğer ifade tutanaklarından anlaşılacağı üzere geçirdiği kalp krizinin dış etkenlerden değil kalp hastası olmasının bir sonucu olduğunu, işçinin, iş sağlığı ve güvenliği hükümlerince gerekli sağlık kontrollerinin periyodik olarak yapıldığını, ayrıca idarenin murisin yakınlarına kıdem tazminatını ve ölüm yardımını ödemiş, üstüne düşen yasal sorumluluklarını yerine getirmiş olduğunu, murisin vefatının doğal ölüm olduğunu, tüm bu tespit ve değerlendirmelere rağmen hakkaniyet ilkesi uyarınca zarardan %60 oranınca idarenin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, duruşmalı yapılan istinaf incelemesi neticesinde kendini vekille temsil ettiren idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi ist... ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile, eş için 152.760,37-TL maddi, 1.000,00-TL manevi, çocuk ... için 43.538,11-TL maddi, 500,00-TL manevi, davacı çocuk ... için 500,00-TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 18/02/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verildiği, bu kararın davalı vekilince istinaf yoluna götürüldüğü, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf talebinin HMK" nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin İş Mahkemesi sıfatı ile verdiği 2012/211 Esas 2016/443 Karar sayılı 27/12/2016 tarihli kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, eş için 193.029,17 TL maddi tazminatın taleple bağlı kalınarak 152.760,37 TL olarak kabulü, 1.000,00-TL manevi, çocuk ... için 31.259,50-TL maddi, 500,00-TL manevi, davacı çocuk ... için 500,00-TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 18/02/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından; davacıların murisi ...n, davalı ... müdürlüğe ait yol yapımı unvanlı işyerinde bina ve mal bakıcısı (bekçi) olarak çalışmakta olduğu, 17/02/2012 tarihinde saat 23:30 - 07:30 saatleri arasındaki nöbet yerine geldiği, sabah nöbeti devralmak üzere işyerine gelen ... isimli işçinin müteveffa işçiyi nizamiye binasında bulunan koltukta vefat eder vaziyette sabah saatlerinde bulduğu, davacıların murisine 22/03/2000 tarihinde kalp hastalığı teşhisi konduğu, bu nedenle işveren tarafından çalışma yerinin operatörlükten bekçi olarak değiştirildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca İnceleme denetimi yapan Başmüfettiş tarafından tanzim edilmiş olan 23/05/2012 tarihli İnceleme Raporunda, davacılar murisinin davalıya ait işyerinde 18/02/2012 tarihinde kalp krizi sonucu vefatı olayının iş kazası olmadığına dair kanaat getirildiği, müteveffanın mirasçıları tarafından meydana gelen işbu olayın iş kazası olduğunun tespiti için ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/624 E., 2015/43 K. Sayılı kararı ile meydana gelen ölüm olayının iş kazası olduğunun tespit edildiği, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin verilen bu kararı 01/06/2015 tarih ve ...K. Sayılı ilamı ile onadığı, eldeki dosyada; meydana gelen olay ile ilgili olarak ilk derece mahkemesince tek kusur raporu alındığı, 30/11/2015 tarihli anılan bu raporda; kazanın meydana gelişinde % 60 kaçınılmazlık olduğu, davalının % 40 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, ilk derece mahkemesince bu rapora itibar edilerek karar verildiği, davalı vekilince bu kararın istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bilirkişi kuruluna kardiyoloji uzmanı bilirkişi de dahil edilerek kusur yönünden rapor alındığı, anılan 10/05/2018 tarihli bu raporda davalı ve müteveffa sigortalının kusursuz olduğunun bildirildiği, İlk derece mahkemesi tarafından alınan kusur raporları ile alınan işbu kusur raporu arasında çelişki olduğundan yine içerisinde kardiyolog bilirkişinin bulunduğu ikinci bir heyetten rapor alındığı, 22/08/2019 tarihli bu raporda; davacılar murisi ...in kalbi ile ilgili rahatsızlığı olduğu, düzenli olarak kontrol altında olduğu ve kendisine kalp pili takılarak yaşamını sürdürdüğünün anlaşıldığı, dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde davalı ... Müdürlüğüne, üçüncü kişilere veya ölen ...e kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığı, bu olayın % 100 kaçınılmaz bir olay olarak değerlendirildiğinin bildirildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bu rapora itibar edildiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51. Maddesi çerçevesinde tazminat belirlenirken hakkaniyet ilkeleri gözetilerek işverenin %60, işçinin ise %40 kusurlu olduğunun kabulü ile karar verildiği ancak düzenlenen işbu raporların oluşa uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
1-Uyuşmazlık, meydana gelen iş kazasında sorumluluğun tespiti noktasında toplanmaktadır.
Geniş anlamıyla sorumluluk kavramı, bir kişinin başka bir kişiye verdiği zararları giderme yükümlülüğü olarak açıklanmıştır. Hukuki anlamda sorumluluk ise, taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi (tazmin edilmesi) yükümlülüğünü içerir.
İşçi ve işverenin hizmet sözleşmesinden kaynaklanan sıkı iş ilişkisi, işçi yönünden işverene içten bağlılık (sadakat borcu), işveren yönünden işçiyi korumak ve gözetmek borcu şeklinde ortaya çıkar. Gerçekten işçi, işverenin işi ve iş yeri ile ilgili çıkarlarını korumak, çıkarlarına zarar verebilecek davranışlardan kaçınmak, buna karşı işveren de, işçinin kişiliğine saygı göstermek, işçiyi korumak, iş yeri tehlikelerinden zarar görmemesi için iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almak, işçinin özlük hakları ve diğer maddi çıkarlarının gerektirdiği uygun bildirimlerde ve davranışlarda bulunmak, işçinin çıkarına aykırı davranışlardan kaçınmakla yükümlüdür.
Sanayi ve teknolojideki gelişmeler, yeni işletmelerin açılması, fabrikaların kurulması iş yerlerindeki makinalaşmanın artmasına yol açmış, bu durum iş kazaları ile meslek hastalıklarında artışlara neden olmuştur. Bu gelişme, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin daha etkili şekilde alınması gereğini ortaya çıkarmıştır.
İşveren, gözetme borcu gereği, çalıştırdığı işçileri, iş yerinde meydana gelen tehlikelerden korumak, onların yaşam, bedensel ve ruhsal sağlık bütünlüklerini korumak için iş yerinde teknik ve tıbbi önlemler dahil olmak üzere bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gerekli kıldığı tüm önlemleri almak zorundadır.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında sigortalının kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur. Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, hükme esas alınan kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan olayın iş kazası olduğu tartışmasız olup, kalp krizinde kişinin yaşının, beslenme şekli ve kültürünün, genetik özelliklerinin ve bünyevi yapısının da bedensel faktörler olarak etkili olduğu, sağlığının çeşitli faktörlerinin bir araya gelmesiyle bozulabileceği ve bu durumun olayın uygun illiyet bağını oluşturabileceği ve kısmi sebebi olabileceği gözetilerek kusurun ağırlığının değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiği ortadadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
2- Öte yandan kaçınılmazlık; hukuksal ve teknik anlamda; fennen önlenmesi mümkün bulunmayan başka bir anlatımla, işverence mevzuatın öngördüğü tüm önlemlerin alınmış olduğu koşullarda dahi önlenmesi mümkün bulunmayan durum ve sonuçları ifade eder. Olayın önlenemezliği hususunu açmak gerekirse; buradaki önlenemezlik olayla ilgili değildir. Önlenemezlik unsuru, tamamen davranış normu ve borca aykırılıkla ilgili olup alınabilinecek tüm tedbirler alınmış olunsa dahi bir davranış normunun veya sözleşmeden doğan bir borcun ihlalinin ifadesidir. Yani olay önlenemez olmasına rağmen bir davranış kuralına ya da sözleşmeden doğan borca aykırılık önlenebiliyorsa artık kaçınılmazlıktan söz etme imkanı yoktur.
Kalp krizi sonucu gerçekleşen iş kazalarında kaçınılmazlığın söz konusu olmayacağı dikkate alınarak işveren kusuru ile bünyesel faktör arasındaki dağılımın ne miktarda olduğunun tespiti gerekmektedir. Zira, kaçınılmazlıktan farklı olarak bünyesel faktörden davalı işverenin sorumlu tutulması mümkün değildir.
Tüm yukarıda açıklanan ilkeler ve yasa maddeleri doğrultusunda; somut olayda, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda kalp krizi neticesinde ölüm sonucunun ortaya çıkmasında % 100 oranında kaçınılmazlığın etkili olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de bu görüşe katılmak mümkün olmayıp, Mahkemece yapılacak iş ; öncelikle hüküm altına alınacak tazminat miktarlarına etkisi bakımından, aynı olaya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu tarfından açılmış olan rücuan tazminat dava dosyasındaki kusur raporunun dosya kapsamına getirtilerek -verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin gözetilerek- müteveffa sigortalının kaza öncesi ve kaza sonrası dönemlere ait, temin edilebilen tüm tıbbi belge ve raporları dosyaya celp edildikten sonra yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda işverenden davacının şahsi sicil dosyasının da tümü getirtilerek, işverenin sigortalının periyodik sağlık muayenelerini yaptırıp yaptırmadığı, bu muayenelerde kalp rahatsızlığı ile ilgili bir bulguya rastlanıp rastlanmadığı, şahsi dosyada "kalp rahatsızlığı" nedeniyle alınmış bir istirahat raporunun bulunup bulunmadığı, ölüm olayından önceki tarihlerde sigortalının bünyesini zorlayacak bir çalışma yaptırılıp yaptırılmadığı, olay günü sigortalıyı iş yerinde rutin dışında bir gerginlik ve stres içine sokacak bir olayın cereyan edip etmediği araştırılmak, ayrıca, kalp krizinde, kişinin yaşının, beslenme şekli ve kültürünün, genetik özelliklerinin ve bünyevi yapısının, tütün bağımlılığı, alkol kullanımı, egzersiz durumunun, cinsiyetinin de faktör olduğu, sağlığının çeşitli faktörlerinin bir araya gelmesiyle bozulabileceği; ayrıca iş yerinde çalışma şartlarının kalp krizini tetikleyip tetiklemediği hususlarının kusurun ağırlığının değerlendirilmesinde dikkate alınacağı iş yeri hekimliği, iş gücü sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olan bir kardiyoloğun da yer alacağı bilirkişi heyetinden iş kazası ile çalışma şekli arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, illiyet bulunuyorsa kalp krizinin oluşumunda işverenin kusurunun bulunup bulunmadığının saptandığı, kusuru mevcut ise kusurunun ağırlığını, kalp krizinde iş yeri koşullarının etkili olup olmadığını, sigortalının kendi bünyesinden kaynaklanan nedenlerin ne kadar etkili olduğunu ve tarafların iddia ve itiraz sebeplerinin değerlendirilmesini de kapsar şekilde tespit eden kusur raporu aldıktan sonra - dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek ( özellikle davacının istinaf ve temyiz yoluna başvurmadığının)- oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.