10. Ceza Dairesi 2020/16067 E. , 2021/5734 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : BURSA 11. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/10/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar her ne kadar şüpheliye MERNİS adresinde 22/12/2014 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, anılan kararda itiraz kanun yolu, itiraz süresi ve merciinin gösterilmediği,şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle sanığın 06/02/2018 tarihli eyleminin beş yıllık erteleme süresi içerisinde işlendiğinin kabul edilemeyeceği,
Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın şüphelinin doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği,
tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle somut olayda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla şüpheliye itiraz hakkı tanınmadan verilen ve ayrıca usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı usulüne uygun şekilde kesinleşmediğinden beş yıllık erteleme süresinin işlemeye başlamayacağı, bu nedenle sanığın 06/02/2018 tarihli eyleminin beş yıllık erteleme süresi içerisinde işlendiğinin kabul edilemeyeceği, kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre de;
Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/725 esas ve 2008/353 karar sayılı ilamına konu TCK"nın 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun, hükümden önce 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile getirilen değişiklikler karşısında 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi uyarınca "uzlaştırma" kapsamında olduğu anlaşıldığından, 6763 sayılı Kanunun 34. maddesindeki düzenleme uyarınca uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan CMUK"nun 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA;
20/ 05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.