10. Ceza Dairesi 2021/1486 E. , 2021/5740 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/423 esas, 2019/631 sayılı kararı ile İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli ve 2018/454 esas, 2019/483 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 16/12/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında, 08/05/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda,
a)İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 04/06/2014 tarihli, 2014/77326 soruşturma, 2014/28699 esas ve 2014/14490 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle İstanbul 1.Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İstanbul 1.Sulh Ceza Mahkemesinin kapatılması üzerine dosyanın İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesine devredildiği,
b)İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2014 tarihli ve 2014/709 esas, 2014/216 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 04/12/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
2-Şüphelinin 10/04/2018 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine yapılan soruşturmada;
a)İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 09/07/2018 tarihli, 2018/65712 soruşturma, 2018/28645 esas ve 2018/20081 sayılı iddianamesi ile, sanığın 10/04/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-6 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
b) İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 02/07/2019 tarihli ve 2018/454 esas, 2019/483 sayılı kararı ile; “kamu davasının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine, İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına” karar verildiği, kararın 04/09/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
3-İhbar üzerine; İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 31/10/2019 tarihli ve 2019/423 esas, 2019/631 sayılı kararı ile; “hükmün açıklanmasına yer olmadığına” karar verildiği, kararın 19/11/2019 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2014 tarihli ve 2014/709 esas, 2014/216 sayılı kararının 04/12/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın 10/04/2018 tarihinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu işlendiğinden bahisle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 09/07/2018 tarihli ve 2018/28645 esas sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında, atılı suçun İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesince verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesi ile kamu davasının düşürülmesine, İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına dair İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli ve 2018/454 esas, 2019/483 sayılı kararı ile, yapılan ihbar üzerine hükmün açıklanmasına yer olmadığına ilişkin İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/423 esas, 2019/631 sayılı kararını kapsayan dosya lar incelendi.
1)Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 07/10/2019 tarihli ve 2019/2219 esas, 2019/6135 karar sayılı ilâmında da kabul edildiği üzere, sanık hakkında verilen İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 27/11/2014 tarihli kararının 04/12/2014 tarihinde kesinleşmesinden sonra 5 yıllık denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen 10/04/2018 tarihli suçun, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi gereğince “ihlal” niteliğinde olup olmadığı hususu ile buna bağlı olarak da hükmün açıklanıp açıklanmayacağının ilk suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren Mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle, 10/04/2018 tarihli eylemden dolayı kendisine dava açılmış olan İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesince, ilk suça ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren Mahkemesine birleştirme talepli ihbarda bulunularak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ilk suça ilişkin davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra, her iki suça ilişkin birlikte inceleme yapılarak delillerin değerlendirilmesi, bu suçlar bakımından mahkûmiyete yeterli delil bulunduğu ve bu suçların ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiğinin tespiti halinde bir karar verilmesi gerektiği, sanığın 16/09/2016 tarihli eylemini İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/06/2016 tarihinde kesinleşen 16/05/2016 tarihli zorunlu olarak verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi sebebiyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçların sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği cihetle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren Mahkemesince değerlendirme yapılması gerektiği, bu kapsamda İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli kararına konu dosyada birleştirme talebinde bulunulması gerekirken yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde;
2)İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli kararına konu dosya da ise sanık tarafından denetim süresi içerisinde aynı neviden suç işlenip işlenmediğinin tespit edilerek sonuca göre hükmün açıklanıp açıklanmayacağı yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/423 esas, 2019/631 sayılı kararı ile İstanbul 32.Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli ve 2018/454 esas, 2019/483 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ..."ın, 08/05/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2014 tarihli ve 2014/709 esas, 2014/216 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 04/12/2014 tarihinde kesinleşmesini takiben , sanığın 10/04/2018 tarihinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği,İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 09/07/2018 tarihli ve 2018/28645 esas sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında, İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli ve 2018/454 esas, 2019/483 sayılı kararı ile, atılı suçun İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesince verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesi ile kamu davasının düşürülmesine, İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verildiği, yapılan ihbar üzerine İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/423 esas, 2019/631 sayılı kararı ile “hükmün açıklanmasına yer olmadığına” karar verildiği anlaşılmıştır.
1) İstanbul 32.Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli ve 2018/454 esas, 2019/483 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede:
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır" şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında,
İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2014 tarihli ve 2014/709 esas, 2014/216 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrasına göre verildiğinin kabulü gerekeceği, sanığın 10/04/2018 tarihli eylemini İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2014 tarihinde kesinleşen zorunlu olarak verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçların sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, mahkemesince açılan kamu davasında düşme kararı verilip ihbarda bulunulması kanuna uygun olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmeniştir.
2) İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/423 esas, 2019/631 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede:
İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/423 esas sayılı dosyasında, sanık tarafından denetim süresi içerisinde aynı neviden suç işlendiğinin ihbar edilmesi üzerine,
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü gereğince verilen ve açıklanması geri bırakılan İstanbul 58.Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2014 tarihli ve 2014/709 esas, 2014/216 sayılı “hükmün açıklanmasına” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilmesi, kanuna aykırı olup (2) numaralı kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerinde görülmüştür.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlere göre,
1-İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/07/2019 tarihli ve 2018/454 esas, 2019/483 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,
2-İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/423 esas, 2019/631 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.