20. Hukuk Dairesi 2014/2680 E. , 2014/6541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı ... kayıtlı olan eski ... Köyü 434 sayılı 2141 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27847 ada 7 parsel sayısı, 2105.04 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edildiği tutanak arkasına yazılmıştır.
Davacı ... Yönetimi, 08.07.2010 tarihinde, parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Kadastro mahkemesince, davanın reddine, dava konusu Duacı Köyü 27847 ada 7 sayılı parselin 2105.04 m² olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve davalı ... (vekâlet ücretine ilişkin olarak) tarafından temyiz edilmesi üzere Dairece bozulmuştur.Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29/11/2011 gün ve 2011/7345-13570 sayılı kararında özetle “mahkemece, çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğe göre yapılacak çalışmalara ilişkin yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, şayet yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, şayet çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet Ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmeli” denilmiştir.Kadastro Mahkemesi 08/05/2012 gün ve 2012/70-206 sayılı ilâmıyla kararında direnmiş, Orman Yönetiminin temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/12/2012 gün ve 2012/20-981-1249 sayılı ilâmıyla “Yerel Mahkemece davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/2-a maddesine dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu benimsenmiş; Özel Daire bozma ilâmında ise, davanın hem 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesine dayalı kadastro tespitine itiraza ilişkin olduğu, hem de davacı ... İdaresinin, taşınmazların orman olarak Hazine adına tescilini istediğinden, mülkiyet iddiasına da dayanıldığı belirtilmiştir.Davacı ... İdaresi tarafından açılan eldeki davanın, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca düzenlenen uygulama tutanaklarının askı ilân süresi içerisinde açıldığı ve tutanakların kesinleşmediği görülmektedir.Ne var ki, dava dilekçesi incelendiğinde, davacı İdarenin davasının yenileme kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyet iddiasına mı yönelik olduğu ya da her iki istemi de içerip içermediği açıkça anlaşılamamaktadır.Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine dayalı olarak yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davalarda Kadastro Mahkemesi görevli olmasına rağmen, taşınmazın mülkiyetine yönelik davalarda genel mahkemeler görevli olup, Kadastro Mahkemesi görevli değildir.
Dava dilekçesi içeriğinden istemin hangi konuya ilişkin olduğu açıkça anlaşılamadığından, yerel mahkemece öncelikle davacı ... İdaresi vekilinden, davasının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca tespite itiraz mı; yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılıp sonuca göre karar verilmelidir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Kadastro mahkemesince Hukuk Genel Kurulu bozma kararına uyulduktan sonra; 3402 sayılı Kanunu 22/2-a maddesi uygulaması, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu doğru olduğu kanuna ve teknik ölçülere uygun olduğundan bu konudaki Orman Yönetiminin davasının reddine,... Köyü eski 434 parsel yeni 27847 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 2105,04 m² olarak tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, Orman Yönetiminin mülkiyete yönelik davasının görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine davacı vekilinin talebiyle dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Yörede ilk orman tahdidi 1946 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ile 14.05.1980 tarihinde askı ilânı yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması bulunmaktadır.Çekişmeli taşınmaz 1992 yılında yapılan kadastro sırasında beyanlar hanesine "2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı" yazılmak suretiyle Hazine adına tespit edilmiş, daha sonra Hazinenin satışı ile kişiler tapu kaydı oluşmuş olup halen tapuda davalı ... kayıtlıdır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 16/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.