Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1545
Karar No: 2014/6542

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/1545 Esas 2014/6542 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/1545 E.  ,  2014/6542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan Hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ... Köyü, 105 ada 8 parsel sayılı 41950,22 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., ..., ... ve ... adlarına; 105 ada 9 parsel sayılı 770,59 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise ham toprak niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmişlerdir.
    Davacı gerçek kişi, 105 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 10.000,00 m² bölümünü senetle baldızı ... "dan satın aldığını ve bu parselde kendisinin de ayrıca 7350,00 m² payının olduğunu, pay sahibi olarak gösterilen ...’ın bu taşınmaz ile ilgisinin olmadığını iddia ederek, 105 ada 8 parsel sayılı taşınmazın toplamda 17350,00 m² bölümünün kendi adına tescili; yine, Hazine adına ham toprak niteliğiyle tesbit edilen 105 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle edinme koşullarının lehine oluştuğunu iddia ederek, 105 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tamamının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, tebliğ edilen kesin önele rağmen keşif giderlerini ödemeyen davacı tarafın mevcut deliler ile davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı gerçek kişi ve davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.12.2008 tarih ve 2008/16340 - 19114 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin kanunî sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı"na değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... Köyü, 105 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitinin iptali ile 105 ada 9 sayılı parselin tamamıyla, 105 ada 8 sayılı parselin 08.04.2011 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (D), (E), (F), (G) ve (H) harfleriyle gösterilen toplam 7270,71 m² yüzölçümündeki bölümünün orman vasfıyla Hazine adına; 105 ada 8 parsel sayılı taşınmazın aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 8636,48 m² yüzölçümündeki bölümün tarla niteliğiyle dava dışı ... adına; krokide (B) harfi ile gösterilen 16198,68 m² yüzölçümündeki bölümün tarla niteliğiyle davacı ... adına; krokide (C) harfi ile gösterilen 9845, 35 m² yüzölçümündeki bölümün tarla niteliğiyle davalı ... adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ile davalı gerçek kişiler vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15/04/2013 gün ve 2012/13798-4418 sayılı kararı ile ikinci defa bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemenin 21.03.2012 tarihli kısa kararında; “105 ada 9 parsel hakkındaki davanın reddine” denilerek karar verilmiş iken, hüküm fıkrasında ise, orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, yine kısa kararda 105 ada 8 parselin krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün dava dışı ... adına tapuya kayıt ve tesciline” denilerek karar verilmiş iken, hüküm fıkrasında ise, aynı bölümün dava dışı ... adına tesciline karar verilmiştir. Bu suretle kısa kararla gerekçeli kararın hüküm
    fıkraları arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK madde 298/2). Asıl olan, duruşma tutanağına yazılıp taraflara tefhim olunan karardır. Tefhim ile birlikte yargılamadan elini çekmiş olan hâkim tefhim ettiği kararı taraflara tebliğ etmek durumundadır. Sonradan yazılan gerekçeli kararın kısa karara uygun olması zorunludur. 10.04.1992 gün ve 1991/7 E. - 1992/4 K. Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, tefhim edilen kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasının gerektiği öngörülmüştür. Asıl talepler bakımından kısa kararda hükmedilmeyen bir hak ve yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olması veya tersi bir durumun çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı değildir. İçtihadı Birleştirme Kararında; çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu sebeple bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Bu sebeple; mahkemece, bozmadan önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle bir karar verilmesi] gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davacının 105 ada 9 sayılı parselle ilgili davasının reddine, 105 ada 8 sayılı parselle ilgili davasının kabulüne, 105 ada 9 sayılı parselin tesbit gibi tesciline, 105 ada 8 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptaline, fen bilirkişisinin 10/08/2010 tarihli raporu ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterdiği 10212.24 m²"lik bölümün tarla niteliğiyle 1/2 payının ..., 1/2 payının ... adına, (B) harfi ile gösterdiği 18709.22 m²"lik bölümün tarla niteliğiyle davacı ... adına, İfrazdan geriye kalan ve (C) harfi ile işaretli 13029.76 m² bölümün tarla niteliğiyle davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 20.03.2002 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.Mahkemece Hazine adına ham toprak niteliğiyle kayıtlı 105 ada 9 sayılı parsele yönelik davanın reddine karar verildiği, Hazinenin 105 ada 8 sayılı parsele yönelik davasının bulunmadığı ve aleyhine bir hüküm kurulmadığı, 105 ada 8 sayılı parselin ise paylı olarak tesbit edilmiş ise de pay sahipleri tarafından taşınmazın bölündüğü ve zeminde her paydaşın yerinin belli olduğu, temyiz eden davalı ...’ın payının ¼ olduğu, taşınmazın yüzölçümü dikkate alındığında payına düşen bölümün 10487,55 m² olması gerektiği, ancak kullandığı bölümün 13029,76 m² olduğu ve adına tesciline karar verildiği, bu şekilde hüküm ile aleyhine bir durum oluşmadığı anlaşıldığından davalılar Hazine ve ...’ün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve ...’ün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalı ..."e yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 16/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi