14. Hukuk Dairesi 2014/6752 E. , 2014/7289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Urla Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/421-2013/704
Davacı tarafından, davalı aleyhine 04.09.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının satış vaadi sözleşmesi ile murisinden intikal eden .. parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını davacıya devrini vaat ettiğini, satış bedelinin ödediğini belirterek davalının miras payına yönelik olarak tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı vekili, satış bedelinin ödenmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu .. parsel sayılı taşınmazda davalıya murisinden intikal edecek payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine, hüküm Dairemizce “miras payının tamamı davacı F.. S..’e satış vaadinde bulunulmuş gibi taşınmazdaki davalıya ait miras hissesinin tamamının davacı adına tesciline karar verilmesi ve taşınmazdaki miras hissesinin davacı ile beraber eşit paylar oranında dava dışı kişilere devredilmiş olduğunun gözetilmemiş olduğu” gerekçesi ile bozulmuştur.Bozmaya uyularak yapılan yeniden yargılama sonucu, mahkemece davanın kabulü ile dava konusu .. parsel sayılı taşınmazın davalıya murisinden intikal edecek miras payından 1/3 hissesinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine, hüküm Dairemizce özetle, davanın davalıya intikal edecek taşınmazdaki payın tamamına yönelik açıldığı, ancak davalıya intikal edecek payın 1/3"nün iptaline karar verildiği, HUMK"nın 417. maddesi uyarınca davanın kısmen kabul, kısmen reddedilmesi durumunda, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranlarına göre taraflara paylaştırılması ayrıca reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yeniden yargılama sonucu, mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” karar verilerek, yargılama giderleri dışındaki talepler hakkında hüküm kurulmamış, kararın taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine, hüküm Dairemizce bu sefer de, HMK 297. maddesi uyarınca bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olduğu, bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yeniden yargılama sonucu, mahkemece davanın kısmen kabulüyle dava konusu taşınmazda davacıya murisi F.. V..D..."den intikal edecek miras payının 1/3 hissesinin davacı adına tesciline, ancak dava konusu taşınmaz ortaklığın giderilmesi davası sonucu verilen satış kararı sonucu satıldığından, davacı adına tesciline karar verilen hisse yönünden hesaplanan 25.284,38 TL"nin kararın kesinleşmesinden itibaren Urla satış memurluğunca üzerindeki tedbir kaldırılarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinde hükme bağlanan “taleple bağlılık” kuralı uyarınca hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Davacı vekili, dava konusu taşınmazın satılmış olması sonucu 27.11.2013 hakim havale tarihli dilekçesiyle istemini tazminat davasına dönüştürmüştür. Davacının tapu iptali ve tescile yönelik bir talebi kalmamıştır. Bu itibarla mahkemece tapu iptali ve tescile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davacının tazminat istemi yönünden, taşınmazın ferağının verilememesinden dolayı sorumluluk davalıya aittir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (davalının) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle dava konusu payın dava tarihi itibariyle rayiç değeri olan tazminat miktarının hüküm altına alınması gerekir.
09.06.2010 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre dava konusu edilen payların rayiç değerinin toplamı 152.550,00 TL, dayanak satış vaadi sözleşmesi gereği davacının talep edebileceği payın rayiç değeri 50.850,00 TL"dir.
Ancak davacı 27.11.2013 hakim havale tarihli dilekçesiyle önce 33.712,50 TL, daha sonra 12.12.2013 havale tarihli dilekçesi ile talebini azaltarak 25.284,38 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ettiğinden buna göre mahkemece taleple bağlı kalınarak 25.284,38 TL tazminatın davalıdan tazminine karar verilmekle yetinilmesi ve daha önceki 25.05.2011 tarihli bozma ilamı uyarınca vekalet ücreti de dahil tüm yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre taraflara paylaştırılmasına karar verilmesi gerekirken Urla Satış Memurluğundaki paranın 25.284,38 TL"lik kısmının davacıya ödenmesine şeklinde talepten başka bir şeye hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin temyiz harcının talep halinde yatıranlara iadesine, 02.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.