16. Hukuk Dairesi 2014/6681 E. , 2014/4033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TERME KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2012/22-2013/54
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında K./Merkez Mahallesi çalışma alanında bulunan 129 ada 93 parsel sayılı 4183,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, parselin 1990 yılından beri davalı F.. B.."ın kullanımında olduğu ve üzerindeki tek katlı ev ve ahır ile fındık ağaçlarının kendisine ait olduğu şerhi verilerek, tarla niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar O.. B.. ve B.. B.., adlarına zilyetlik şerhi verilen 129 ada 92 parsel sayılı taşınmazın eksik yazıldığı ve bu eksikliğin dava konusu 129 ada 93 parsel sayılı taşınmaz ile 129 ada 92 parselin bitişiğinde yol olarak tescil harici bırakılan bölümden kaynaklandığını ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 129 ada 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile hükme esas alınan fen bilirkişinin, 129 ada 93 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B) harfleriyle gösterilen bölümler ile yol olarak tescil harici bırakılan ve (C) harfiyle gösterilen bölümün 129 ada 92 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı Hazine vekilinin 129 ada 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyizi yönünden; Mahkemece, davacı tarafın kullanıcısı olarak lehine şerh verilen 129 ada 92 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte 129 ada 93 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ve (B) harfleriyle gösterilen bölümlerinin davacılar tarafından kullanıldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; hüküm fıkrasında, dava konusu taşınmazların, yeni yüzölçümlerinin miktarının ne olduğu, beyanlar hanesinde 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi kapsamında kalan yerlerden olduğu ve kim veya kimlerin lehine zilyetlik şerhi verildiğinin açıkça gösterilmediği gibi; dava konusu taşınmazlar hakkında, Hazine lehine tescil hükmü dahi kurulmamıştır. O halde, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca fiili kullanıcı ve muhdesat sahipleri lehine şerh verileceği de gözetilerek, toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, çekişmeli 129 ada 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazlar hakkında doğru sicil oluşturmak zorunda olunduğu halde, taşınmazın kimin adına tescil edileceğine dair tescil hükmü kurulmayarak sicilin açık bırakılması ve kullanım şerhi yönünden açıkça hüküm kurulmamış olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile çekişmeli 129 ada 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmün BOZULMASINA,
2- Davalı Hazine vekilinin, yol olarak tescil harici bırakılan ve (C) harfiyle gösterilen bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 25. maddesi uyarınca, Kadastro Mahkemesinin görevi, hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla sınırlı olup, kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerler hakkında açılacak davalar genel mahkemelerin görevine girmektedir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, re"sen göz önüne alınması gerekir. Dava konusu 129 ada 92 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeksizin yol olarak tescil harici bırakılan ve fen bilirkişinin krokisinde (C) harfiyle gösterilen bölüm ile ilgili dava yönünden; Kadastro Mahkemesinin görevsizliğine ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek dava ve temyize konu (C) bölümüne ilişkin davanın esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.