Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2442
Karar No: 2021/5749

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/2442 Esas 2021/5749 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2018/2442 E.  ,  2021/5749 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : 5. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-) Sanığın tekerrüre esas alınan ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/222 esas ve 2013/546 karar sayılı ilamındaki mahkûmiyetinin, TCK"nın 165/1. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 165. maddesinde tanımı yapılan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun uzlaşma kapsamına alındığı, 23/06/2020 tarihli ek karar ile uzlaşma nedeniyle düşmesine karar verildiği, sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınacak başka bir kaydı da bulunmadığından sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması gerekirken TCK"nın 58. maddesinin uygulanması,
    2-) ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nce suça konu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve suça konu uyuşturucu maddenin TCK’nın 54/4. maddesi yerine, TCK’nın 54/1-4. maddeleri uyarınca müsaderesine karar verilmesi,
    3-) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nun 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;
    1-Sanık hakkında tekerrür uygulamasına ilişkin paragrafın hüküm fıkrasından çıkartılması,
    2-Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümünün çıkartılarak yerine “... Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinin 2014/4042 sırasında kayıtlı uyuşturucu maddenin ve ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nce suça konu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine” ibaresinin yazılması,
    3-TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Sanık hakkında, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ve 7242 sayılı Kanun"la yapılan değişikliklerden sonra oluşan durumuna göre, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
    Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.05.2021 tarihinde Üye ...’in karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY
    22.05.2014 tarihli olay, yakalama tutanağında, saat 13.00 sıralarında ... Şehirlerarası Otobüs Terminalinde, ... seferini yapmak üzere peronda bekleyen ... firmasına ait otobüsün içinde kolluk görevlilerince ‘‘yolcuların yanlarına aldıkları bagajların kontrol edildiği’’, belirtilmiş olup; yolcuların yanlarına aldıkları bagajların kontrolünün hangi amaçla, ne için ve neye dayanılarak, nasıl yapıldığının belirtilmediği, aslında otobüse binen herkesin bagajı ya da el çantasının aranmasına başlandığı, 45 numaralı yolcu koltuğunun altında bir adet siyah çanta görülmesi üzerine, koltukta oturan şahsa ait olup olmadığı sorulmuş, kendisine ait olduğunu beyan etmesi üzerine ... 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2014/607 D.iş sayılı önleme araması kararı uyarınca sanık Hakan’a ‘‘üzerinde’’ ve ‘‘çantasında’’ arama yapılacağı belirtilerek arama işlemi yapıldığı, çanta içinde net 644 gram esrar bulunduğu sabit olmuştur.
    Ancak tutanaklarda, otobüse binen kişilerin bagajda bulunan valizlerinde ya da el çantalarında suç oluşturan patlayıcı madde, silah ya da yasak nevinden bir eşya bulunduğuna ilişkin herhangi bir şüpheyi oluşturacak bilgi, görgü, tespit ya da somut olgulara dayalı şüpheden bahsedilmediği gibi, tespit için dedektör köpek de bulunmadığı sabittir. Bu durumda görevlilerce bagajdaki tüm bavul, valiz ve diğer eşyaların ve yanlarındaki el çanta ve bagajlarının açılarak aranıldığı sonucuna varılmaktadır.
    Görevlilerin araç içerisindeki kişilerden ya da eşyalarından şüphelenmesi için şüpheyi oluşturan durum, ya da vakıanın ne olduğu tutanaklar da anlatılmalıdır, bu anlatılmıyorsa değerlendirme subjektiftir. Hukuk önünde değer taşımaz.
    Şüpheyi oluşturan olgular gösterilmez ise tamamen keyfilik doğar, şüphe kavramı herkesin ruh dünyasındaki algıladığı şekliyle, subjektif tahmin haline döner.
    Şüphe de keyfilik toplum güvenliğini, insan hak ve hürriyetlerini ortadan kaldırır. Hukuk buna asla izin vermez.
    Bu nedenle Yargı otoritesi sebepsiz şüpheyi denetleyecektir. Şüphe kavramı ve nasıl bir şüphe oluştuğu olgusu Ceza Muhakemesi Kanunu"muzun içinde yer almaktadır. Çünkü belirlenen şüphe çeşidine göre koruma tedbirleri uygulanacak veya uygulanmayacaktır.
    Duyulan şüphe ‘‘Basit Şüphe’’ ise; kolluk görevlileri (ihbar, şikayet, duyum, ani gelişen olaylar) durumun gerçek olup olmadığını bilememektedir, bu halde CMK’nın 158. ve 160.
    maddeleri kolluğa olayın gerçekliğini araştırma görevi verdiğinden Cumhuriyet savcısına durum hemen bildirilmelidir.
    Duyulan şüphe ‘‘Makul Şüphe’’ ise; ihbar , şikayet, duyum doğrudur, ani gelişen olaya ilişkin suçun işlendiğini gösterir deliller görülmüştür, bu durumda da delile ve faile ulaşmak için yine arama ve elkoyma işlemi yapılacağından Cumhuriyet savcısına durum hemen bildirilmeli ve aramaya ilişkin Adli arama kararı ya da Cumhuriyet savcısından yazılı arama emri alınması gereklidir.
    Olayımızda Cumhuriyet savcısına durum bildirilmeden soruşturmaya başlanılmış ve delil elde etme amacıyla önleme araması kararına dayanılarak arama yapılmıştır.
    Bir kişi hakkında suç işlediğinden bahisle adli soruştuma başlatılması, arama yapılması, Anayasamız"la teminat altına alınan kişi hak ve özgürlüklerini ilgilendirdiğinden, bir hukuk devleti olan devletimizde de, görevlilerin bu alandaki müdahalesi keyfi olamayacağından, korunan hakka müdahalenin nasıl olacağına ve bu yetkinin kullanımına ilişkin kamu otoritesini bağlayıcı kuralları vardır. Bu kurallar, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 8. maddesi, Anayasamızın 20 ila 22. maddeleri, CMK"nın 116-119. maddeleri,, 2559 sayılı PVSK ve Adli Önleme Aramaları Yönetmeliği hükümleridir. Oysa bu soruşturma belirtilen pozitif hukuk normlarındaki hususlar gözardı edilerek yürütülmüştür. Hukuka uygun etkin bir soruşturma yapılmamıştır. Bu durum Anayasamızın 2. maddesinde yer alan Hukuk Devleti ilkesine aykırıdır.
    Soruşturma, Ceza Muhakemesinin evrelerinden biri olup, CMK 2/1-e maddesine göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evredir. Soruşturma evresinin görevi, nihai maddi gerçeği ne pahasına olursa olsun ortaya koymak değildir.
    ‘‘Hukuk devleti’’ ilkesi Ceza muhakemesinde soruşturma evresinde de uygulanan temel ilke olarak göz önünde bulunur.
    Şüphelinin sadece araştırma konusu olarak kabul edilmemesi ve aynı zamanda usule ilişkin haklara sahip bir muhakeme süjesi olarak kabulü,
    Hukuksal olarak dinlenilmesi,
    Ölçülülük ilkesi,
    Arama usulü,
    Özgür iradeyi sakatlayan müdahalelerde bulunmama yasağı,
    Adil yargılanma,
    İnsan haklarını koruma,
    Hukuka aykırı elde edilen delilin delil olarak kullanılamayacağı,
    gibi temel kurallar üzerinden yürütülür ve soruşturmaya hakim olan bu ilkeler ceza hukuku normlarıyla da korunulmuştur.
    Dava dosyası içeriğine göre, sanık hakkında ve/veya eşya hakkında şüpheyi gösteren somut olgular belirtilmeden, önleme araması kararı dışında, herhangi bir arama kararı ya da yazılı arama emri bulunmadan yapılan arama hukuka aykırıdır.
    Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, Anayasa"nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK"nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
    Açıkladığım tüm bu nedenlerle; 5271 sayılı CMK"nın 2/e, 161,ve 2559 sayılı PVSK"nın Ek 6. maddeleri uyarınca bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenen kolluğun derhal Cumhuriyet savcısına olayı haber verip emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başlaması gerekmekte iken, PVSK"nın 9. maddesi uyarınca verilmiş önleme araması kararına dayanılarak, usulüne uygun adli arama kararı veya yazılı arama emri alınmadan delil elde etmek amacıyla yapılan arama işlemi hukuka aykırı olacağından, Anayasamızın m.38/6, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 206/2-a ve 217/2. maddeleri uyarınca; suçun maddi konusu olan uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı yöntemle elde edilmesi nedeniyle verilen mahkûmiyet hükmünün
    bozulması yerine, Düzeltilerek Onanmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 20.05.2021





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi