10. Hukuk Dairesi 2016/17474 E. , 2016/14110 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 5510 sayılı Yasanın 81’inci maddesinin (ı) bendi kapsamından faydalandırılması gerektiğinin tespiti ile yersiz ödenen primlerin yasal faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın davalı Kurum yönünden Pasif husumet yokluğu nedeniyle, diğer davalı hazine yönünden yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Maliye Bakanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Eldeki davada ise 5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin (ı) bendindeki yasal şartların kendisi hakkında var olduğu iddası ile uygulanmaması nedeniyle uyumazlığın doğduğu ve bu yasal şartlarının davacı hakkında gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti amacıyla dava açıldığı dikkate alındığında, uyuşmazlığın 5510 sayılı Yasadan doğduğu açık olup, görevli mahkemenin de iş mahkemeleri olmasına rağmen yazılı şekilde idari yargıya yönelik usulden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 81. Maddesinin (ı) bendi olup ilgi bentte “(Ek bend:15.05.2008-5763 S.K./24.mad)Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. … ” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 79. maddesinde Kurumun prim alma zorunluluğu ve ilgililerin de prim ödeme zorunluluğu hüküm altına alınmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf konusu olan prim tutarını davacıdan Kurumun tahsil ettiğine dair çekişme bulunmamaktadır. Aynı zamanda yasanın ifadesinde geçen “işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır.” Hükmü ile davanın Hazine’ye karşı açılması gerekeceği veyahut husumetin hazineye düşeceği sonucu çıkartılamaz. Zira 5510 sayılı Yasa kapsamındaki teşvik ile işverenin hissesine düşen tutarın beş puanlık kısmının Hazine’den karşılanmasına dair talep hakkı, davacı veya başka herhangi bir kimseye değil sadece davalı kuruma tanınmış olup, şartlar oluştuğunda Kurum istemi ile, kurumca faydalandırılan teşvik tutarları Hazinece karşılanır. Salt işverenlerin bu konuda Hazine’den doğrudan talep hakkı bulunmadığı gibi Hazinenin de işverenler bakımından yasal şartların varlığını araştırma ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Çünkü teşvikten faydalandırılması gerektiğine dair yasal şartların oluşup oluşmadığına dair inceleme, değerlendirme, kabul etme ve reddetme yetkisi davalılardan Kuruma tanınmış olup, tüm aşamalarda davalı kurumun davacı hakkında yaptığı baskın işlemleri nedeniyle ve özellikle, yersiz tahsil edildiği iddia edilen primlerin iade yükümlülüğünün primi tahsil eden Kurumda olduğu gözetilerek, işin esasına girilerek, davacının, yukarıda belirtilen yasal düzenleme kapsamında beş puanlık Hazine yardımından yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı irdelenerek ve görevli mahkemenin de iş mahkemeleri olduğu gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, husumetin kuruma düşmeyeceğinin kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılardan Maliye Bakanlığı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.